Çekmeköy’de damadı nişan eğlencesinde bıçakladı; Kasten kimseyi yaralamak istemedim, kendimi korudum

ÇEKMEKÖY’de bir et restoranında 13 Ekim’de yaşanan olayda, nişan kutlaması yapan küme ile eğlenmeye gelen ağabey-kardeş ortasında yaşanan hengamede damat bıçaklanarak yaralandı. Olayla ilgili görülen duruşmanın 2’nci celsesinde savunmasına devam eden tutuklu sanık, “Kasten kimseyi yaralamak istemedim, kalabalık olduğu için kendimi korudum. Mütalaayı kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve evrakın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

Olay 13 Ekim Pazar günü saat 01.00 sıralarında Çekmeköy’deki bir et restoranında meydana geldi. Tıpkı gün nişanlanan B.Y. ve Ümit A.’nın (27) nişan kutlaması için yemeğe davet ettikleri Elif A. (29), Caner A. (38) ve Gökhan K. (34) ile başka arkadaşları kendi ortalarında küfürlü bir halde konuştukları sırada, restorana eğlenmek hedefiyle giden Emirhan B. ve ağabeyi Atakan B. küfürlerin kendilerine söylendiğini düşünerek kümeyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine taraflar ortasında hengame çıktı. Hengamede Emirhan B., elindeki bıçak ile Ümit A.’yı hayati tehlikeye neden olacak biçimde yaralarken, Ümit A., Elif A., Caner A., Gökhan K., Emirhan B. ve Atakan B. de karşılıklı birbirlerini darbederek yaraladılar. İhbar üzerine restorana polis ve sıhhat takımları geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken tedavileri tamamlanan şüpheliler, polis tarafından gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Emniyetteki süreçleri tamamlandıktan sonra adliyeye çıkarılan şüphelilerden Emirhan B., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öteki şüphelilerin ise tutuksuz yargılanmalarına karar verildi. İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 2’nci celsesi görüldü. Duruşma salonuna müşteki Ümit A., müşteki Gökhan Kutlu, müşteki Caner Atabay geldi. Tutuklu sanık Emirhan Bulut bulunduğu cezaevinden getirildi. Sanık ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.

‘BENİM SİLAHIM VAR, HEPİNİZİ ÖLDÜRECEĞİM DEDİ’

Müşteki Gökhan Kutlu beyanında, “Olay günü müştekilerden Ümit’in nişanını kutlamak için Et Mangal’a gitmiştik, hesabı ödemeye Ümit ve Caner gitmişti. Bir mühlet sonra Caner bağırarak Ümit’i öldürüyorlar koşun diyerek yanımıza geldi. Olay yerine gittiğimizde sanık tekrardan Caner’i otomobilin etrafında kovalamaya başladı ve bıçakla Caner’e saldırmaya çalıştığını gördüm. O sırada Caner, sanıktan kaçıyordu. Orada bulunan bayanlardan birisi ortaya girmeseydi sanık Caner’e yönelik daha ağır bir formda yaralama hareketinde bulunacaktı. Daha sonrasında sanık elinde bıçak varken orada bulunan bayanlara da saldırmaya başladı. Bu bayanlardan biri benim eşim Rabia Yılmaz Kutlu’dur. Oburu ise Elif Açıkgöz’dür. Sanık elinde bıçakla eşime ve müşteki Elif’e de saldırmaya çalıştı. Ben bağırarak ortaya girdim. Sanık elindeki bıçağı benim göğsüme gerçek salladı. Ben de sanığın salladığı bıçağı beni yaralamasın diye ellerimle tuttum ve bu suretle ellerim kesildi. O hengamede sanık bir orta geri çekilerek ‘benim silahım var, hepinizi öldüreceğim’ biçiminde bağırdı. Sonrasında et mangalın önüne gelen araca binerek olay yerinden ayrıldı. Belge kapsamında bu aracın plakası vardır, olay bitiminde Ümit’i gördüğümde Ümit kanlar içinde hareketsiz yerde yatıyordu. Sanıktan şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardırö dedi.

‘EYLEM TAAMMÜDEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS NİTELİĞİNDEDİR’

Müşteki Ümit A.’nın Avukatı Burak Mert Aktaş, “Tanık beyanlarında aleyhe olan konuları kabul etmiyoruz. Müvekkil hakkında sanık tarafından işlenen hatanın mahkemenizin misyon alanına girmediği kanaatindeyiz zira müvekkil kalbinin altından yaralanmıştır. Kanaatimizce bu aksiyon taammüden öldürmeye teşebbüs niteliğindedir. Hasebiyle evrakın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ederiz. Ayrıyeten müvekkilin sıhhat durumu hala daha düzelmemiştir, kendisini koruyabilecek durumda değildir. Bu sebeple sanığın tutukluluk halinin devamını talep ederizö dedi.

‘KASTEN YARALAMA DEĞİL TAKSİRLE YARALAMA HATASININ OLUŞTURDUĞU KANAATİNDEYİZ’

Sanık Emirhan Bulut’un avukatı, “Olayın akabinde geçen iki buçuk aylık mühlet zarfında olay basına intikal etmemesine karşın katılan vekillerinin sonrasında ibraz ettiği imajlar çeşitli haber ve magazin programlarında yer almıştır. Şu an anladığım kadarıyla isimli muhabirleri de duruşma salonunda hazırdır. Ceza hukukunun gayesi; maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Evraktaki en objektif şahit jandarma ve asayiş çalışanı olan şahit Semih’tir. Olay, birebir kendisinin önünde cereyan etmiştir. Kamera kayıtlarına baktığımızda, ses kaydının bulunması savunma açısından elverişlidir. Tarafların ortasında rastgele bir sorun kalmamıştır, olayda birinci yumruğu ceddin katılan Ümit olduğu imajlarda sabittir. Caner, Elif ve Gökhan açısından cürmün taammüden yaralama değil taksirle yaralama olduğunun kanaatindeyiz. Olayın oluşunu da düşündüğümüzde burada taammüden yaralama değil taksirle yaralama cürmünün oluştuğunun kanaatindeyizö dedi.

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

Esasa ait mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, Ümit Açıkgöz’ün yaralanmasının niteliği, cürümde kullanılan silahın öldürmeye elverişli olması, bıçakla yapılan darbenin Açıkgöz’ün hayati bölgesine yönelik olması nedeniyle aksiyonunun taammüden adam öldürmeye teşebbüs kabahatini oluşturabileceği ve öteki katılanlar istikametiyle de belgenin bir bütün halinde görülmesinde hukuksal fayda bulunduğundan belgenin Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi için misyonsuzluk kararı verilmesini talep etti.

‘SANIK TAAMMÜDEN CANER VE GÖKHANI’DA YARALAMAYA ÇALIŞTI’

Savcının mütalaasına rağmen müşteki Ümit Açıkgöz, “Biz olay anında 3 bireydik, karşı taraf 13 kişiydi. Sanığın olay günü taksiyle olay yerinden ayrıldığı da yanlışsız değildir. Kendi yanındaki insanları olaya şahit etmek istemediği için sanık bu biçimde söylemektedir. Sanık müdafisinin huzurda yapmış olduğu savunmaları da kabul etmiyorum. Sanık taammüden Gökhan ve Caner’i de öldürmeye teşebbüs etmiştir. Sanık onları da yakalasaydı beni yaraladığı üzere onları da yaralayacaktı. Mütalaaya bir diyeceğim yokturö dedi. Caner Atabay ise, “Ben şayet sanığın elinde bulunan bıçağa müdahale etmeseydim, bıçak göğsüme gelecekti. Otomobilin etrafında döndüğüm esnada da sanık beni ardımdan bıçaklayacaktı. Ayrıyeten eşim Çiğdem de canını tehlikeye atarak sanığın elindeki bıçağın önüne kendini attı ve beni kurtardıö dedi

‘TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM’

Mütalaaya karşı sanık Emirhan Bulut, “Olay günü, olay yerinde yalnızca ben ve abim vardık. Arkadaşlarımdan hiçbirinin otomobiline binmedim. Bir benzinlikte tanımadığım bir adamın aracına binerek olay yerinden uzaklaştım. Taammüden kimseyi yaralamak istemedim, kalabalık olduğu için kendimi korudum. Mütalaayı kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorumö dedi. Sanık avukatı mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, “Somut kanıtlar üzerinden yargılama yapılmamaktadır, alınan raporlar yargılamanın mahiyetini ortaya koymaktadır. Katılan Ümit’in yaralanması kalp yerine gelen bir yaralanmadır lakin hayati işleviyle bir ilgili yoktur. Müvekkil istikrarlı bir formda doğruyu anlatmıştır. Bilakis birinci atağa uğrayan müvekkilimdir, biz mahkemenizin yetkili olduğunu tekrar ederiz. Mütalaaya katılmadığımızı bildirir, müvekkilin tahliyesini talep ederizö dedi.

DOSYA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ

Mahkeme heyeti, misyonsuzluk kararı vererek evrakın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Öte yandan sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

İddianameden:

Sanık Emirhan Bulut’un, Ümit Açıkgöz’e karşı ‘vücutta kemik kırılmasına neden olabilecek halde silahla taammüden yaralama’ hatasından 3 yıldan 9 yıla kadar, 3 müştekiye karşı ise ‘silahla kolay tıbbi müdahaleyle giderilebilecek halde taammüden yaralama’ hatasından farklı başka 6 aydan 1 yıl 6 aya kadar mahpus cezası ile cezalandırılması talep edilmişti.