Yaban Keçilerinin Mahalle Keyfi

Antalya’nın ürkek konukları yaban keçileri mahalleye indi

Avlanması, evcilleştirilmesi yasak olan yaban keçileri beşerlerle adeta iç içe yaşıyor

Yiyecek bulmayınca yerleşim alanlarına iniyor, köylünün konutlarının önünde bulunan bahçelerinde ekili çilekleri yiyorlar

Köylülerin muhafazası altında beslenip ömür alanlarına geri dönüyorlar

ANTALYA – Antalya’nın Akseki ilçesi Gidengelmez Dağları’ndaki yaban keçileri, her yıl olduğu üzere bu yıl da otlamak için dağın eteğindeki Değirmenlik Mahallesi’ne inmeye başladı.

Gidengelmez Dağları’nda yaşayan yaban keçileri, her kış otlamak için dağın eteğinde kurulu Değirmenlik Mahallesi’ne iniyor. Mahalleli tarafından korunan keçiler, sabah saatlerinde bahçelere inerek otladıktan sonra mahalleden ayrılarak hayat alanlarına gidiyorlar.

Akseki’nin en uzak mahallelerinden biri olan ve Ulusal Park niteliğindeki Gidengelmez Dağları’nın batısına kurulu Değirmenlik Mahallesi’nin sakinleri, kış mevsiminde farklı konukları ağırlıyor. Avlanması, evcilleştirilmesi yasak olan yaban keçileri beşerlerle adeta iç içe yaşıyor. Mahallede köylünün meskenlerinin önünde bulunan bahçelerinde ekili çilekleri yiyorlar. Kent dışından yaban keçilerini görmek ve fotoğraflamak için gelenler oluyor.

“Yaban hayatı muhafaza sahası”

Devletin uyguladığı yasal mecburilik nedeniyle avlanılması ve evcilleştirilmesi yasak olan dağ keçileri, Gidengelmez Dağlarındaki kar nedeniyle yiyecek bulmakta zahmet çektikleri için artık kent merkezlerine iniyor. Yaban Hayatını Müdafaa Alanındaki Gidengelmez Dağları’nda kaçak avlanmaya müsaade verilmemesi, müdafaa altındaki bölgede ateşli silahlarla atış yapılmasının önüne geçilmesiyle kendilerini inançta hisseden yaban keçileri, dağın yüksek kısımlarının karla kaplanması nedeniyle köydeki konutların bahçelerine kadar gelerek otlamaya başladı. Köylüler de yaban keçilerini hem muhafaza altına alıyor hem de fotoğraflarını çekiyor. Ekseriyetle sabah saatlerinde köye inerek otlayan yaban keçileri, hava kararmadan yine hayat alanlarına dönüyor.

Değirmenlik mahallesi muhtarı Oğuzhan İtina, Değirmenlik köyünün Gidengelmez Dağlarının eteklerinde kurulu bir köy olduğunu söyledi. Yıllardır bölgede yaban hayatı ile birlikte iç içe yaşadıklarını söyleyen İhtimam, “Biz burada yaban hayvanları ile iç içe yaşıyoruz. Bahçelerimize girerek sebzelerimizi yiyorlar. Biz onlara katiyetle ziyan vermiyoruz ve bahçelerden kovmuyoruz. Onlar bizim sevinç kaynağımızdır. Yaban keçileri hava kaidelerine nazaran Yükseklerde kar yağışı başladığında köyümüze iniyorlar. Sabah saatlerinde bahçelerimize kadar inip öğle saatlerine kadar karınlarını doyurup öğlenden sonra tekrar dağa yataklarına çıkıyorlar. Sisli ve yağışlı havalarda katiyen aşağıya inmezler. Kendilerini dağda müdafaaya alıyorlar. Mayıs ayına kadar hayvanlar köyümüzde otlanırlar. Mayıs ayında yavrulama yapıyorlar. Yavrularını korumak için Gidengelmez dağlarının içerisinde kalıyorlar. Muhakkak aşağıya inmezler” dedi.

“Doğal bir hayvanat bahçesidir”

Burası Yaban hayatı muhafaza alanı içerisinde ve Ulusal Parklar statüsündedir. Ulusal parklar burada daima kontrol yapar. Zati biz köylüler olarak burayı koruyoruz. Buraya muhakkak kaçak avcı giremez. Bir mantar tabancası dahi patlasa ulusal parklar görevlilerine ve jandarmaya haber veririz. Yani köylü olarak buralar bizim muhafazamız altındadır. Yaban keçilerini yakından görmek için buraya Türkiye’nin her yerinden beşerler geliyor ve bu hoşlukları görüyorlar. Türkiye’de burası ender bulunan bir yerdir. Dışarıdan gelenler yaban keçilerini rahatlıkla izleyebiliyorlar. Bilhassa bu aylarda birçok yerden çok sayıda beşerler gelip aileleri ile birlikte keçileri izliyorlar. Burası doğal bir hayvanat bahçesi üzeredir. Keçileri hem izleyip, hem de fotoğraf çekiyorlar” dedi.

“Mayıs ayında yavru yaparlar”

Yaban keçilerinin mayıs ayında yavrulama periyoduna girdiklerini dikkat çeken İtina, “Bu hayvanlar mayıs ayında yavru yaptığında 2 gün yavru yaptığı yerde kalırlar. 2 gün sonra yavrular kalkıp yürümeye başlarlar. Yavrular 3 yaşına kadar anneleri ile birlikte yaşarlar ve daha sonra ayrılırlar. Hayvanlar tekrar her kışın doğdukları yere kesinlikle uğrarlar. Gidengelmez dağları sarp ve kayalık olduğu için kendilerini rahat koruyorlar” dedi.

“Her sürünün başında bir muhafaza olur”

Yaban keçilerinin aile formunda sürüler halinde gezdiklerini söyleyen İtina, “Her sürünün başında kesinlikle bir teke olur. Bu keçilerin gözetlenicisidir. Ufak bir tehlike hissettiklerinde o hayvan ses yaparak hayvanlar dağa kaçarak kendilerini muhafazaya alırlar. Hayvanlar köye inince bizleri gördüğünde kaçmazlar. Biz artık onlarla iç içe yaşıyoruz ve kendilerini inançta hissediyorlar. Sabah 8 de kalktığımızda bahçemizde yaban keçilerini görüyoruz. Hayvanlar kendilerini inançta hissediyorlar” diye konuştu.

“Her kış karın yağmasını bekleriz”

Özen, “Her yıl kışı ayında karın yağmasını bekliyoruz. Kar yağınca onlarda köyümüze inmeye başlıyorlar. Kar yağınca üstte yiyecek bulamıyorlar ve köyümüze iniyorlar. Artık onlar bizim bir ailemizin ferdi üzere oldular” dedi. Kendisinin 20 yıl müddet ile Gidengelmez Dağlarının rehberliğini yaptığını söyleyen İtina, “Gidengelmez dağlarının gerisi yırtıcı dik kayalıklarla dolu bir çöldür. Buraları bilmeyen kişi muhakkak gidemez. Gitse de geri dönemez. Ben birebir vakitte 20 yıl bu dağlarda rehberlik yaptım. Buraları karış karış bilirim. Bu alana herkes giremez. Yalnız bir kişi gitse geri dönemez. İsmi üzerinde giden gelmez. Bu dağlara bilen kişi masraf. Bilmeyen kişi ise geri dönemez” halinde kelamlarını ekledi.

“Onlar benim güllerim”

Değirmenlik köyü sakinlerinden 60 yaşındaki Mehmet Özdemir, Değirmenlik köyünün Gidengelmez Dağlarının eteklerinde kurulu bir yerleşim yeri olduğunu söyledi. Değirmenlik köyününde yaban hayatı ile iç içe yaşadıklarını söyleyen Özdemir, “Gidengelmez Dağlarının yaban keçilerinin ömür alanlarıdır. Yaban keçileri her yıl olduğu üzere tekrar köyümüzde topraklara inmeye başladılar. Yaban keçileri 10-20-30’arlı kümeler halinde yayılımını yaparlar. Biz bahçemizde çalışırken onlarda bahçelerimize kadar inerek otlanıyorlar. Onları görmemiz bizi rahatlatıyor. Keyifli ediyor. Bunlar buranın güzellikleridir. Benim güllerimdir. Onlarla biz iç içe yaşıyoruz. Bu hoşluklar dünyanın hiçbir yerinde yoktur” dedi.

“Onlardan vazgeçemeyiz”

Güllerim diye tabir ettiğim yaban keçileri sabah saat 10.00 üzere inerler. Öğlenden sonra 14.00-15.00 saatlerine kadar yayılıp, yataklarına geri dönerler. Bunlar köyümüze harikulade hoşluklar katıyor. Bizler yaban hayatı ile yaşamaya alıştık. Biz onlardan, onlar bizden vazgeçemezler. Onlardan vazgeçemeyiz. Onların her yıl köyümüze inmesini bekliyoruz. Doğum vakti olan Mayıs ayında dönüş yaparlar ve doğum sonrası 10-15 gün sonra tekrar köyümüze inmeye başlarlar. Havalar ısındığında karlar erimeye başlayınca tekrar Gidengelmez Dağlarının derinliklerine masraflar. Yani onlar bizim bir kesimimiz. Anlatılmaz yaşanır” diye konuştu.