Dem İmralı Heyeti Figen Yüksekdağ ve Semra Güzel’i Ziyaret Etti.
(KOCAELİ) – DEM Parti İmralı heyeti, Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve 27. periyot Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’i ziyaret etti. Yaklaşık bir saat 45 dakika süren ziyaretten sonra açıklama yapan DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Başkan, “10 yıl bu ülke ağır bir vakit kaybetti. Yerine konması imkansız olan iki şey, yitip giden canlar ve vakittir. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sıhhatini kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır” ifadesini kullandı.
DEM Parti İmralı Heyeti’nin 28 Aralık’ta terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesiyle başlayan trafik bugün Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve 27. devir Diyarbakır Milletvekili Semra Hoş ile devam etti.
“Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz”
DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Lider, Van Milletvekili Pervin Buldan ve misyondan alınan ve yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan heyet, saat 13.00’te cezaevine giriş yaptı. Yaklaşık bir saat 45 dakika süren görüşmeden sonra birinci açıklamayı Sırrı Süreyya Lider yaptı. Yüksekdağ ve Güzel’in sürece dair yarın açıklama yapacaklarını belirten Lider, şunları söyledi:
“Figen Liderimizle görüştük. Sıhhatleri ve moralleri güzeldi. Semra vekilimizle de görüştük. Bütün kamuoyuna selamları var. Sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama da yapacak. Lakin size iletmemizi istedi ki ‘sürecin tam olarak yanı başında, onlara ne düşerse, omuzumuza ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir formda bekliyoruz’ dedi. Onun dışında beş sene evvel bu cezaevinden tahliye olmuştum. Tekrar burada konuşmuştuk. 10 yıl bu ülke ağır bir vakit kaybetti. Yerine konulması imkansız olan iki şey yitip giden canlar ve vakittir. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sıhhatini kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır. Onlara verebileceğimiz en büyük armağan bu çatışmalı süreci sonlandırmak, bunu bir barışla taçlandırmak olacaktır. Ondan sonra hayatta olan herkese dayanak, hayatını kaybedenin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin toplum olarak boynumuzun borcudur. Bu ciddiyette ve bu samimiyetteyiz. Bu bahiste yüreği yanan, birinci derecede külfet çeken, bedel ödeyenler de bizleriz. Hepsinin acısının yüreğimizde hissediyoruz.”
“Gündemimizde çift lisan ve bayrak yok, barış var”
Önder, “Barışa gelince… Barış çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak olduğumuz bir şeydir. Hiçbir dahillerinin olmadığı çatışmalı bir mirası bu ülkenin çocukları hak etmiyor. Sorumluluğumuzun ve vicdanımızın gereği onlara barış içinde bir ülke bırakmak… Çok spekülatif tartışmalar oluyor. Silah kadar ziyan veren bir lisan bu. Ülke bölünecek, çift lisan, çift bayrak falan… Gündemimizde ne bu türlü bir şey var, ne bunu tartıştık, ne de bunun iması yapıldı. Bu türlü bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu mevzuda fikrini değiştiren ve kuşkusunu gidermek isteyen herkesle görüşmeye, kaygımızı anlatmaya, tekliflerini, katkılarını, tenkitlerini ve ikazlarını dinlemeye de hazırız. Tek ricamız bu toksik lisanın bir kenara bırakılması” tabirini kullandı.
“Güvercin kasaplarına cevaz vermemek lazım”
Önder, “Bu kadar şeffaf ve açık süreç yürütüyoruz. Ancak iki anahtarı var bunun. Birisi ciddiyet, oburu samimiyet. Herkesten bunu taban olarak beklemek hakkımız. Bu sorun ne Ahmet Bey’in, ne Pervin Hanım’ın ne de benim derdim. Bu sıkıntı bütün ülkemizin kaygısı, başta da çocuklar olmak üzere. Hepimizden olumlu katkı bekliyoruz. Biz lisanımızı değiştirmeyeceğiz. Bu formda saldırgan lisan kullanarak karşı gelebileceğimiz azamî nokta bu. Samimiyeti halk takdir edecek. Yaklaşık bir haftadır yollardayız. Yolda barışı talep eden, boynumuza sarılan, elinizi çabuk tutmamızı isteyen, vakit zaman uyaran… Bu mevzuda halkın vicdanı doğruyu işaret ediyor. Fakat güvercin kasaplarına cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu” diye konuştu.
Önder, Kürt partileriyle görüşüp görüşmeyeceklerine dair soruyu, “Evet. Parti planlıyor. Ne söylersek yanlış olabilir. Hiçbir toplumsal bölümü bu paylaşımın dışında bırakmayacağız. Kaygımız barışı kurmak. Yol, vasıta hangisi etkiliyse onu yapacağız” diye yanıtladı.
