Kars’ta Göktaş Ailesi, Köylerinde Üretime Devam Ediyor
ERMENİSTAN hududundaki Kars’ın Akyaka ilçesi Kalkankele köyünde yaşayan Şemistan Göktaş (66), kurduğu mısır silajı paketleme tesisiyle bölgedeki besicilerin gereksinimini karşılıyor.
Türkiye-Ermenistan hududundaki Doğukapı’ya 500 metre arada olan Akyaka ilçesi Kalkankale köyünde yaşayan Şemistan Göktaş, 3 oğluyla silajlık mısırın yanı sıra şeker pancarı üretimi de yapıyor. Satın aldığı iş makineleriyle köylerdeki çiftçilere fiyatı karşılığında yardımcı da olan Göktaş, köyüne kurduğu mısır silajı paketleme tesisiyle bölge besicisinin gereksinimini karşılıyor. Göktaş, yaz aylarında üretimini yaptığı eserleri kış mevsiminde de oğulları ve 5 çalışanıyla yöre çiftçisine satıyor. Büyükşehirlere göç etmek yerine çocuklarıyla köyde kurdukları aile işletmesini çalıştıran Göktaş, doğup büyüdüğü köyüne de hizmet ediyor. Köyünde üretmenin ehemmiyetini anlatan Şemistan Göktaş, “Bu köyde doğdum ve köyümü terk etmek istemiyorum. Köyümde yaşamak istiyorum. 200 bir dönüm pancar ekiyorum. Pancar sökme makinemiz de var onlarla çalışıyoruz. Köyde uzun vakittir mısır silajı paketleme işi yapıyoruz. Böylece halka hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Her bölgeye satış yapıyoruz. Erzurum, Artvin, Rize, Van, Ardahan’a kadar gidiyoruz. Silajı da pancarı da kendimiz grup, kendimiz yetiştiriyoruz. Piyasadan almıyoruz büsbütün kendi eserlerimiz. Yaz-kış devam, durmadan çalışıyoruz. Yazın ekiyoruz kışın da paketleme yapıyoruz. Silajı vakumlayıp satışa sunuyoruz” dedi.
Köyünde emekçi bulamadığı için öteki köylerden işçi getirdiğini belirten Göktaş, “Kim ne derse desin köylüden yeterlisi yoktur. Her türlü imkanımız var. Aslında bu ülkede çalışan yok. Personel bulamadığımızdan dışarıdan adam getirip çalıştırıyoruz. Sıkıntı iklim şartlarına karşın çalışıyoruz. Olağan burası kış memleketi olduğundan sorunlarına da katlanacaksın. Her hoşluk bir ortada olmaz ki. Bir işi severek yaptın mı sıkıntı olmaktan çıkıyor. Sevmeyerek de yaptın mı her iş zordur. Ekmeği bile çiğnemeden yutamıyorsun. Çalışırsan her şey olur. Yani huzurlu olursun vallahi çalışmaktan hoş bir şey yoktur. Azmettin mi, çalıştın mı oluyor, kâfi ki azim olsun. Şükredeceksin ve azmedeceksin. Çalıştın mı her şey olur. Hayatta yapılmayacak bir şey yoktur” diye konuştu.
‘ŞEHRE GİTTİM Mİ BAŞIM AĞRIYOR’
Köyünden diğer bir yere gitmek istemediğini söz eden Göktaş, şunları söyledi:
“Hep bu köyde yaşadım. Köyümden de dışarıya çıkmak istemiyorum. Burada huzur buluyorum. Kardeşlerim gurbete gitti ancak ben gitmek istemiyorum. Ben kent hayatını sevmiyorum. Bu topraklarda gezmek, bu soğukta yürümek, pak havayı solumak daha sağlıklı ve hoştur. Onun için burada çabaya devam ediyoruz. Biz bu eksi derecelerde çalışıyoruz hiç de umurumuzda değil. Ben bu ortamda çalışmaktan memnun oluyorum. Gurbete gitmek istemiyorum, kente gittim mi başım ağrıyor. Soğuğa da alışmışız. Yaz-kış birebir halde çalışıyoruz. Soğuğa da alışkınız her türlü iklim şartlarına nazaran giysimiz de var.”
‘BU BAYRAĞI YERE BIRAKMAMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Babasıyla çalışan Muhammet Kürşat Göktaş, köyde kurdukları tesis için Almanya’dan makine ekipman getirdiklerini bildirdi. Muhammet Kürşat Göktaş, 3 kardeş kendi işlerinde çalıştıklarını belirtti. Babalarıyla çalışmaktan memnun olduklarını anlatan Göktaş, “Gurbete gitmedik kendi köyümüzde üretim yapıyoruz. Kendi köyümüzde Ermenistan hududunda bayrağı tutan tek biziz. Buranın koruyucusu biziz ve buradan gitmek de istemiyoruz. Kimi kurallar bizi zorlasa da bizler gitmemek için elimizden gelen fedakarlığı yapıyoruz. Mısır silajı paketleme işini buralarda herkes yapamaz ancak bizler yapıyoruz. Yani bu bayrağı yere bırakmamaya çalışıyoruz. Doğu Kapı hududu da inşallah açılacak. Kapıya sıfır noktada tarlalarımız yerlerimiz de var. Bizler yerlerimizi yabancılara satmak istemiyoruz. Her şey Türkiye’nin olsun, bizim olsun, diğerlerinin olmasın istiyoruz. Toprağımıza sahip çıkıyoruz. Koşulları da zorlayarak topraklarımıza sahip çıkıyoruz” dedi.
