Burdur’da Kamu Görevlilerine Ücret Artışı Talepleri
Haber: Muhammet Fatih Başçı
(BURDUR)- Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Burdur’da, “Kamu görevlilerin 2025 yılı fiyat artışları, kamu alacaklarına uygulanan yüzde 43,93’lük sayıya nazaran tekrar revize edilmeli. Refah hissesi verilmediği taktirde kamu vazifelileri birinci kez hedeflenen enflasyonun altında fiyat artışı almış olacaklar. Merkez Bankası’nın 2025 yılı için enflasyon öngörüsü yüzde 21, orta vadeli programda hükümetin amacı de yüzde 17,5 fakat kamu görevlilerine verilen sayı 11,54. Hasebiyle hedeflenen enflasyonun dahi altında bir fiyat artışıyla karşı karşıyayız. Bunun telafi edilmesi gerekir” dedi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Kamu -Sen’e bağlı sendika liderleri ve teşkilat üyeleri ile Burdur’da bir ortaya geldi. Burdur Vilayet Sıhhat Müdürü Murat Erk’i de ziyaret eden Kahveci, ziyaretin akabinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Kahveci, şunları söyledi:
“2024 yılı enflasyon sayıları ortaya çıktıktan sonra ocak ayı itibariyle kamu görevlilerine ve memur emeklilerimize yüzde 11,54 üzere bir artış kelam konusu oldu. Öteki ekonomik göstergeleri dikkate aldığımızda hem gerçekleşen enflasyon hem de kamunun kendi alacaklarına uygulamış olduğu sayısı dikkate aldığınızda bu sayılar hem memurlarımızda hem de emeklilerimiz açısından düşük kaldı. Biz de bu mevzuyu lisana getirmek gayesiyle geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanlığı önünde bir eylem ve aktiflik yaptık. Kamuoyu oluşturmaya çalıştık. Taleplerimiz şunlardan ibarettir; kamu görevlilerin 2025 yılı fiyat artışları, kamu alacaklarına uygulanan yüzde 43,93’lük sayıya nazaran tekrar revize edilmeli. Refah hissesi verilmediği taktirde kamu vazifelileri birinci kere hedeflenen enflasyonun altında fiyat artışı almış olacaklar. Merkez Bankası’nın 2025 yılı için enflasyon öngörüsü yüzde 21, orta vadeli programda hükümetin gayesi de yüzde 17,5 lakin kamu görevlilerine verilen sayı 11,54. Münasebetiyle hedeflenen enflasyonun dahi altında bir fiyat artışıyla karşı karşıyayız. Bunun telafi edilmesi gerekir. Kamu çalışanlarının ve emeklilerin alım gücünün artırımının tek yolu da refah hissesi verilmeli. Bu bahiste bir taraftan hareket ve etkinlikler yaparken öteki taraftan da görüşmelerle bu mevzuyu gündeme getiriyoruz. İnşallah önümüzdeki devirde de Cumhurbaşkanı yardımcısıyla bu mevzuyu kendileriyle görüşeceğiz.
“Vergide adalet istiyoruz”
Bununla bir arada bizim kamu çalışanları açısından diğer taleplerimiz de var. İşte vergi dilimleri sıkıntısı… Vergide maalesef şu noktayı yakalayamadık, az kazanandan az vergi, çok kazanandan çok vergi prensibinin hayata geçirilmesi için yetkililer tarafından birçok defa kamuoyuna açıklamalar yapılıyor fakat her ne hikmetse çalışanların daha doğrusu ücretlilerin vergi yükü hafifletilmiyor. Düşünün şu an itibariyle kamu vazifelileri birinci 6 aylık dilimde yüzde 6 artırım alıyorlar. Nisan ayına kalmadan mart ayında bir üst vergi dilimine girecekler. İşte yılın ortasında tahminen yüzde 20’ninde üstündeki vergi dilimine girecekler. Hasebiyle uygulama çok gerçek bir yaklaşım değil. Biz vergide adalet istiyoruz. Çalışanların vergi oranları yüzde 15 ile sabitlensin istiyoruz. Tabi ki biz vergimizi ödeyeceğiz, devlete olan vatandaşlık misyonumuzu yerine getireceğiz. Onun için de bu mevzuda ısrarımızı devam ettiriyoruz. Başka talebimiz 3600 ek gösterge sorunu. Geçmiş periyotta 2022 yılında bir düzenleme yapıldı, kapsamı hayli genişletildi lakin orada genel idari hizmet sınıfı ile teknik hizmetler sınıfında olan arkadaşlarımız birinci dereceye gelenlere 3600 ek gösterge verilmemişti. Bu mevzuda sayın Cumhurbaşkanının kamuoyuna açıklaması var. Bu açıklamayı da dikkate alarak bir an evvel 3600 ek göstergenin de birinci dereceye gelen arkadaşlarımıza verilmesi için gayret ve çaba gayretimizi sürdürüyoruz.
“Çalışanların alım gücünü artırmanın yegane ögesi da refah fiyatı vermektir”
Diğer taraftan bizim yardımcı hizmetlerle ilgili bir talebimiz var. Onları genel idari hizmet sınıfına ve memur takımına geçirilmesi noktasında bu çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu an itibariyle memurun ve memur emeklilerinin gündemi refah fiyatı. Hasebiyle bir refah hissesi verilmesinin kaçınılmaz olduğunu söz ediyoruz. Çalışanların alım gücünü artırmanın yegane ögesi da refah fiyatı vermektir. Yoksa enflasyona dayalı bir fiyat sistemi, yani enflasyon kadar fiyat artışı yapmak çalışanların alım gücünü artırmaz. O fiyat siyasetinden vazgeçip refah hissesi vermek lazım ve refah hissesini da kalıcı hale getirmek gerekir. Bunu mevcut hükümet 2023 yılında ocak ayında uyguladı, 2025 yılı ocak ayında da kesinlikle uygulanması gerekir. Biz de Türkiye Kamu-Sen olarak inşallah bunun takibini yapacağız. Çalışanların biraz nefes alabilmesi, emeklilerimizin rahat edebilmesi ismine refah hissesi ve ek artırım ısrarımızı devam ettiriyoruz.
“Türkiye Kamu-Sen olarak mülakata karşıyız”
Mülakat konusunda Türkiye Kamu-Sen olarak biz, hem işe alımlarda hem de misyonda yükselmelerde mülakatın yanlışsız bir sistem olmadığı kanaatindeyiz. Bunu geçmiş periyotlarda yetkililerle de paylaştık. Yeniden birebir noktadayız. İşe alımlarda mülakata gerek yok. Merkezi imtihanla sahiden hak eden kimse o arkadaşlarımız kamuda öğretmen olarak istihdam edilebilir, sağlıkçı olarak istihdam edilebilir. İşin içerisine mülakat girdiği vakit tartışmalar başlıyor. Son yapılan 20 bin öğretmen alımında bine yakın aday ‘benim yerim değişti, sıralamam değişti’ savıyla kamuoyu oluşturarak gündeme geldi. Bunlara gerek yok. Onun için de mülakatsız bir merkezi imtihan yapılıp öğretmenlerin, sıhhat işçilerinin misyona başlaması lazım. Mülakat konusunu misyonda yükselmelerde de uygulamamak gerekir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak mülakata karşıyız.”
