Küresel Ticarette Güç Dengesi Değişiyor
İş bayanı Esra Soylu, global ticarette gücün istikrarının taraf değiştirdiğini söyledi.
Küresel piyasalar ve iktisadın seyrine ait değerlendirmelerde bulunan iş bayanı Esra Soylu, 10 yıldan daha kısa müddet öncesi devir açısından global ticaretin hudutlarının hür ticaret sistemi tarafından belirlendiğini, bugün ise jeopolitik, ekonomik ve güvenlik telaşlarının belirleyici güç haline geldiğini söz etti. Asya ülkelerinin teknoloji yatırımları ve dijital iktisada süratli adaptasyonları ile yeni ticaret yollarının açıldığına vurgu yapan Soylu, “Diğer tarafta dijital ticaretin büyümesi ve yıkıcı teknolojilerin gelişme suratının artması ile klasik ticaret ağları tekrar şekilleniyor. Bütün bu gelişmelere iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik telaşlarının eklenmesi de şirketleri ve ülkeleri üretim ve tedarik zincirlerini, pazarları çeşitlendirme uğraşına sürükledi. Bunların yanında global nüfusun yaşlanmasının ile iş gücünün dağılımı değişirken dijital para ve merkeziyetsiz finansın yaygınlaşması ile ABD dolarının hakimiyetinin tartışıldığı bir devri yaşıyoruz. Bütün bu gelişmelerden hareketle şunu söylemek mümkün, global ticarette gücün istikrarı taraf değiştiriyor” dedi.
“Dijital ticaret milletlerarası ticaretin kurallarını tekrar yazıyor”
Dijital ticaretin, çok uluslu teknoloji şirketlerinin öncülüğünde, milletlerarası ticaretin kurallarını yine yazdığını anlatan Soylu, şöyle devam etti:
“Bu şirketler, sadece fizikî eserlerden değil, data, algoritmalar ve fikri mülkiyet üzere fizikî olmayan varlıklardan paha oluşturuyor. Bu yeni yaklaşım, şirketlerin global pazarlarda daha çevik hareket etmesine imkan sağlarken, klâsik fizikî varlıkların ehemmiyetini azaltıyor. Sanayi 4.0’ın getirdiği dijitalleşme dalgası, makineler ile insanların misyon dağılımını yine tanımlıyor. Otomasyon ve yapay zeka teknolojileri sayesinde, üretim çizgilerinde daha karmaşık misyonlar artık makineler tarafından gerçekleştirilebiliyor. 2023 yılında dünya genelinde 3.5 milyon endüstriyel robot faaliyetteydi ve bu sayı her yıl yüzde 10 artıyor. Bu durum, üretimin coğrafik dağılımını değiştirerek, düşük maliyetli iş gücüne dayalı bölgeler yerine, yüksek teknolojik altyapıya sahip bölgeleri öne çıkarıyor. Güney Kore’nin teknoloji odaklı kalkınma stratejisi, ülkeyi yarı iletken, ekran ve yapay zeka teknolojilerinde dünya başkanlarından biri haline getirdi. Bu değişim süreci hükümetler için milletlerarası işbirliklerini, bölgesel ticaret mutabakatlarını, ekonomik ittifakları şirketler için tedarik zincirlerini ve ticaret siyasetlerini yine gözden geçirmesini gerektirecek. Çünkü bu değişimi öngören, anlayan ve buna uygun stratejiler geliştiren şirketler ve hükümetler kıymetli bir rekabet avantajı elde edecekler. Global tedarik zinciri idaresinin karmaşık yapısında yapay zeka teknolojisi, operasyonel dayanıklılığı ve verimliliği artıran tamamlayıcı güçler olarak öne çıkıyor. Yapay zekanın tedarik zincirlerine entegrasyonu, bilhassa koronavirüs pandemisinin oluşturduğu zorluklarla vurgulanan kesintileri yönetme konusunda büyük bir tesir oluşturmuştu. Yapay zekanın tedarik zincirlerine stratejik olarak dahil edilmesi, beklenmedik aksaklıklara karşı sistemi güçlendirmekle kalmaz, tıpkı vakitte uzun vadeli sürdürülebilirlik ve büyüme için gerekli olan dinamik yetenekleri de geliştirir. Bu cins ilerlemeler, işletmelerin daima yenilik ve iş birliği içinde olmaları gerektiğini vurgulamakta ve bu teknolojilerin potansiyelinden tam manasıyla yararlanarak rekabetçi ve sağlam kalmalarını sağlamaktadır.” – ELAZIĞ
