AK Parti’nin Siyasi Ömrü Sona Erdi mi?

Haber: Kemal Onur Atalay

(AKSARAY) – Anahtar Parti (A Parti) Genel Lider Yardımcısı Ayhan Erel, “Siyasi partilerin ömrü var. Bize göre AK Parti uzatmalara oynuyor, siyasi ömrünü tamamladı. AK Parti’ye gönül verenler ‘Doğru diyorsunuz, bizim gemi batmak üzere. Biz Yavuz’un gemisinin limana yaklaşmasını ve o gemiye binmeyi bekliyoruz’ diyorlar” dedi.

A Parti Genel Lider Yardımcısı Ayhan Erel, Aksaray’da basın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle basın mensuplarıyla bir araya geldi. Programa, A Parti İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Zafer Demir, STK İşlerinden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Hayati Çetin, A Parti Aksaray Vilayet Lideri Ali Karakuş, A Parti Kırşehir Vilayet Lideri Cemal Kaya ve Nevşehir İl Başkanı Umut Ergün katıldı.

Erel, “Görüyorum ki Aksaray ve Türkiye hani zemheri ayında yahut şubat ayında 10 günlük kısa bir yalancı bahar yaşanır da kayısılar, erikler o yalancı bahara aldanıp çiçekler açar ve sonra o çiçekler birer birer solar ve o sene meyve olmaz ya maalesef Aksaray ve Türkiye daima bu AK Parti’nin yalancı baharına kanmak zorunda kalıyor” diye konuştu.

“Vatandaşa karşı dürüst olun”

Aksaray’ın yıllardır demir yolu projesini beklediğini söyleyen Erel, şöyle konuştu:

“Bakıyoruz Sayın milletvekili hala Aksaray’a demir yolu getireceğini vaat ediyor. Dön Ereğli’de süratli tren neredeyse bitmek üzere. Karaman’da süratli tren bitmiş, kimi kandırıyorsun? Aksaray’ın demir yoluna gereksinimi yok diyen sizlersiniz. Bari vatandaşa karşı dürüst olun ya. Deyin ki, ‘Kardeşim paramız yok. Hükümete kelamımız geçmiyor, Cumhurbaşkanı’na bunu iletemiyoruyoruz, ne yapalım bizim gücümüz de bu kadara yetiyor, bizim gücümüz anca bakanlarla fotoğraf çektirmeye bakanlarla tokalaşmaya yetiyor’ deyin. Heybede ne var kardeşim? Havaalanını mı koydun, içilebilir suyu mu, demiryolu mu, Kızılırmak’tan Aksaray ovasına su getirecek projeyi mi koydunuz heybeye? Yıllardır fotoğraf çektiriyorsunuz. Çok bir şey istemiyoruz, 100 kilometre demir yoluyla Aksaray endüstrisini Mersin ve İskenderun Limanı’na bağlayacağız o kadar. Sultanhanı OSB’de bir Çinli araba yatırımcısı, demir yolu olmadığı için yatırım yapmaktan vazgeçti. Bunun günahı bu demir yolunu bugüne kadar hayata geçirmeyenlerdir.”

“Bizim 3 kırmızı çizgimiz var”

Mevcut iktidar ve muhalefet partilerinin seçmenlerinin memnun olmadığını tabir eden Erel, “İslam’ı referans göstererek hükümetin idaresine hükümran olan siyasi irade yüzünden, bugün gençler ateizm ve deizmin pençesinde. Diyorlar ki ‘Bunlar Müslümansa ben değilim.’ Kardeşim Müslümanlığın kaynağı Kur’an-ı Kerim. Bizim 3 kırmızı çizgimiz var. Vatandaşın ezanla sorunu olmasın, bayrağımızla sorunu olmasın, devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’le de bir sorunu olmasın. Öbürleri bizi ilgilendirmiyor. Liyakat sahibi olsun, bilgi sahibi, memleket sevdalısı olan, ezanla bayrakla sorunu olmasın. Devlet kurumlarında muharrir ya, ‘Vatanını en çok seven işini en âlâ yapandır’ diye. İşte bizim için en makbul insan budur” tabirini kullandı.

“AK Parti’ye gönül verenler ‘Biz Yavuz’un gemisinin limana yaklaşmasını bekliyoruz’ diyorlar”

AK Parti’nin siyasi ömrünü tamamladığını tabir eden Ayhan Erel, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Siyasi partilerin ömrü var. Bize göre AK Parti uzatmalara oynuyor, siyasi ömrünü tamamladı. AK Parti’ye gönül verenler ‘Doğru diyorsunuz, bizim gemi batmak üzere. Biz Yavuz’un gemisinin limana yaklaşmasını ve o gemiye binmeyi bekliyoruz’ diyorlar. Gittiğimiz yerde tek problemimiz tanınmamak. Onun ötesinde üzerinde zerre kadar toz modülü leke tutmayan bir genel liderimiz var. Sorduğunuzda ‘Yavuz Bey’i tanıyor musunuz’, ‘tanımıyorum’ diyor. Lakin fotoğrafını gösterince ‘bu adam yeterli adam’ diyor. İç Anadolu’daki fakirliğin belini kıracağız. Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprakları varlıklı fakat halkı fakir. Bu halkın fakir olmasının, yoksul olmasının sebebi sistemin yanlış olmasından kaynaklanıyor. Hükümet idaresinin yanlış sistemlerle ekonomiyi yönetmesinden kaynaklanıyor. Yoksa Türkiye’nin nimetleri Allah’a bin şükür 85 milyona yetecek kadar çok. Lakin açgözlülere yetecek kadar çok değil. Gözü doymayanı doyurmak mümkün değildir.”