İstanbul Barosu’ndan Olağanüstü Kurultay Kararı
Haber: Gaye Şeyma CAN-Kamera: Onur DURSUN
(İSTANBUL) İstanbul Barosu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Davaname ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Lider ve üyelerinin misyonlarına son verilmesi, yeni baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılması üzerine, 23 Şubat’ta Harika Kurultay kararı alındığını açıkladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Davaname ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Lider ve üyelerinin misyonlarına son verilmesi, yeni baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılması üzerine İstanbul Barosu Beyoğlu’ndaki merkezinde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Türkiye Barolar Birliği Lideri Erinç Sağkan, İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, eski baro liderleri ve avukat gruplarını temsilen avukatlar katıldı.
İbrahim Kaboğlu basın toplantısındaki konuşmasında 23 Şubat’ta Harikulâde Kurultay düzenleneceğini açıklayarak şöyle konuştu:
“22 Aralık günü kamuoyuna savcılık soruşturmasının yapılacağına dair bir açıklamayla karşılaştık. Bizim 21 Aralık günü yaptığımız avukatlık kanununun ilgili hususlarından kaynaklanan insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması çerçevesinde bir açıklamaydı. Sonra 7 Ocak günü adliyeye davet edildiğimiz vakit biz bir tabir vermedik. Bir savunma yapmadık. Biz sırf beyanda bulunduk. Savcılık, kamuoyuna yapmış olduğu açıklama ve yürüttüğünü beyan ettiği soruşturma tümüyle avukatlık ve anayasaya tersti. Bunu beyan ettik. Hatta biz Adalet Bakanlığı’nın sonradan verdiği onayın hedefiyle Ankara Yönetim Mahkemesi’ne de başvurduk.
“Hiçbir biçimde, hiçbir organın anayasa dışı süreç yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değildir”
Ne var ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bununla da yetinmeksizin anayasaya ve yasaya muhalif bir soruşturma yürütmekle yetinmeksizin birebir vakitte dün prestijiyle İstanbul Barosu’nun 20 Ekim günü İstanbul Barosu’na üye avukatların ortak iradeleriyle belirlediği idarenin sona erdirilmesi hedefiyle dava açmış bulunuyor. Hiçbir biçimde, hiçbir organın anayasa dışı süreç yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değildir. Zira anayasamıza, yasama, yürütme ve yargı bağlıdır, bağlı olmak durumundadır. Bu açıdan biz sav-savunma-hüküm üçlüsünde savunmanın haklarını savunmak için İstanbul Barosu kuşkusuz öteki barolar üzere uğraş gösteriyor fakat savın ve kararın savunma uğraşını gösterirken savdan gelen bu anayasa dışı müdahaleye karşı sessiz kalamazdık. Hakikaten kalmadık, bu bakımdan demokratik irade buradan ortaya çıktı. Bununla yetinmeyeceğiz. İnanılmaz kurultay için İstanbul Barosu’nu avukatlarını 23 Şubat günü yapacağımız Harika Kurultay kararımızı buradan açıklıyorum.”
“Muhalif her türlü kanıyı bastırmak için yargıyı araçsallaştırmaktan hiç çekinmediğini görüyoruz.”
Türkiye Barolar Birliği Lideri Erinç Sağkan ise muhalif kanıların bastırılmaya çalışıldığına vurgu yaptı. Sağkan şunları söyledi:
“23 Şubat’ta yapılacak olan Demokrasi Kurultayı’na tüm bileşenleriyle takviyede bulunmak kararlılığını da kamuoyu ile paylaşmıştır. Geçtiğimiz hafta burada Baro Liderimizin ve idare konseyinin söze çağrıldığı süreçte kamuoyuyla görüşlerimizi paylaşmıştık. Muhalif her türlü kanıyı bastırmak için yargıyı araçsallaştırmaktan hiç çekinilmediğini görüyoruz. Lakin dün olduğu üzere yarım asır evvel olduğu üzere hatta bir asır evvel olduğu üzere İstanbul Barosu bu baskılardan susmaz.”
“Baroların bağımsızlığı genel konsey iradesine müdahale asla tarafımızdan kabul edilmeyecektir.”
Eski İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç da basın toplantısında kelam aldı. Saraç şu sözlerle dayanak verdi:
“Yapılan açıklamaları münasebet göstererek legal biçimde olağan genel konseylerinde seçilmiş olan başkan ve yönetim kurulu üyelerinin misyondan uzaklaştırılmalarını ya da yargı eliyle seçim yaptırılmasını isteyemezsiniz. Bu demokrasiye alışılmamıştır. Bu baroların bağımsızlığına karşıttır. Bu liyakata ve her türlü kıymetlendirme gücüne sahip olan avukat meslektaşlarımızın iradelerine, meşruiyetlerine ve varoluş nedenini savunmaya alışılmamıştır. Biz buna müsaade veremeyiz. Baroların bağımsızlığı genel şura iradesine müdahale asla tarafımızdan kabul edilmeyecektir.”
“Biz avukatız ve burası İstanbul Barosu”
Eski İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise şöyle konuştu:
“Bugünü özel kılan, kıymetli kılan şey İstanbul’da tahminen de birinci sefer baro tarihinde birinci kere avukat iradelerine tasallutla karşı karşıya bulunmamızdır. Bunun ismini hakikat koymamız gerektiğini düşünüyorum. Benim irademe tasallut ediliyor. Kim yapıyor bunu? Bir başsavcı yargı organları eliyle siyasal stratejiler uygulanıyor. ve Türkiye’de yaşanan bu otoriterizm giderek avukatlara ait hisselerini dağıtmaya kalkışıyor. Biz avukatız ve burası İstanbul Barosu.
“Seçimle gelenler seçimle gidecek. Bunu göstereceğiz. Herkese göstereceğiz”
Adalet Bakanlığı’na ihtarname göndererek hakkımızda açılmış olan kovuşturma nedeniyle seçilme yeterliliğini kaybettiğimizi ileri sürmüş ve misyondan alınmamızı istemişlerdi. O gün nasıl tek yürek bir ortaya geldiysek bugün yeniden birebirini 23 Şubat’ta hiç kimsenin kuşkusu olmasın, bunu yapacağız ve göstereceğiz. Bunu anlatmamız gerekiyor. Şayet başarılırsa, hukuksuzluk İstanbul Barosu eliyle yasallaştırılacak. Buna asla müsaade veremeyiz. Asla müsaade veremeyiz. Bizim problemlerimiz olabilir. Bizim kavgalarımız olabilir. Biz bunu kendi içimizde yaparız. Bu bir başsavcının işi değil. Bu bir yargının işi değil. Bunun tartışmasının oralarda yapılması mümkün değil. Seçimle gelenler seçimle gidecek. Bunu göstereceğiz. Herkese göstereceğiz.”
