Ahmet Güneştekin’in ‘Kayıp Alfabe’ Sergisi Açıldı

Sanatçı Ahmet Güneştekin’in “Kayıp Alfabe” isimli standı, Arka İstanbul Feshane’de sanatseverlerle buluştu.

Açılışa katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sergiye mesken sahipliği yapan Artİstanbul Feshane yerinin İstanbul’a çok yakıştığını söyledi.

Güneştekin’in bu standının ziyaretçilerde güzelleşme hissine neden olacağını belirten İmamoğlu, “Bu kapsamda bizi uygunlaştıran bir kültür sanat etkinliğinde, Türkiye’nin sanat tarihi ile milletlerarası sanat ismine da etkileyici bir buluşmanın kesimi olmaktan çok gurur duyuyorum. Keyifliyim.” dedi.

Sanatın, birlikteliğe ve özgür niyete ortak his ve amaçlara emel olabilecek değerli bir alan olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bu tarafıyla Ahmet Güneştekin’e, Kayıp Alfabe standında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Standa bütün İstanbullu hemşehrilerimi davet ediyorum. Kesinlikle gelin, Feshane’de Ahmet Güneştekin’le ve Yaşar Kemal’le buluşun.” tabirlerini kullandı.

“Hayatımın en büyük en değerli stantlarından bir tanesi”

Sanatçı Güneştekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 yıllık bir hazırlık sürecinin akabinde stantta 6 yıl içinde yapmış olduğu yapıtları bir ortaya getirdiğini söyledi.

Serginin hayli kapsamlı olduğuna işaret eden Güneştekin, İstanbul’da ve İstanbul dışında bulunan yedi farklı stüdyosunda yapıtları ürettiğini aktardı.

Birçok disiplinden yapıtları izleyicilerin beğenisine sunduğunu lisana getiren Güneştekin, “350’ye yakın heykel, enstalasyon, görüntü, seramik ve öbür farklı disiplin sanat yapıtlarından oluşan stant, Türkiye sanat tarihinin her manada en büyük ve aktüel standı olarak sanat dünyasına sunuluyor.” tabirini kullandı.

Güneştekin, çalışmanın epeyce emek gerektirdiğine, son 2 yılda çabucak hemen her gün büsbütün bu stant için çalıştığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Sabahları 3’te uyanıp, günde 4 saat uykuyla 16-18 saatlik bir çalışma gerçekleştirdim. Her hafta farklı bir stüdyoda çalıştım, 200’e yakın insanın da emeği var bu stantta. Farklı iş kolundan beşerler, demir ustaları, marangozlar, ahşap ustaları seramik ustaları birçok ustanın emeği var lakin bütün evrelerinde, dizaynında ve şahsen her yapıtta çalışarak, emek verdiğim hayatımın en büyük en değerli stantlarından bir tanesi.”

“Eserler birbiriyle ilişkili bir formda aslında yol gösteriyor”

Serginin kurulumunun 31 gün sürdüğüne dikkati çeken Ahmet Güneştekin, “Burada binanın içinde bir bina inşa ettik, bir müze alanı yarattık. Bütün istasyonlar büsbütün yapıtlara nazaran kurgulandı. Bu alanda da yüzlerce insan gece gündüz emek verdi. Zira yetişmesi için bir aylık bir vakit gerekiyordu. Bir aylık bir vakitte da ucu ucuna yetiştirdik.” dedi.

Güneştekin, yapıtların lisan olarak birbiriyle çok yakın olduğunu belirterek, “Bugün bir sanat izleyicisi, burayı gezdiği vakit tıpkı sanatkarın elinden çıktığını çok rahat anlayabilir. Zira lisan birlikteliği var. Yani eserler birbiriyle irtibatlı bir formda aslında yol gösteriyor. Bu açıdan her manada birbirini besleyen disiplinlerden oluşuyor ve kavramsal olarak bellek, hafıza, göç ve alfabe olarak karşımıza çıkıyor.” biçiminde konuştu.

Serginin rehberler eşliğinde gezilmesi gerektiğini vurgulayan Güneştekin, “Eserleri tek tek inceleyerek ve sorular sorarak, hatta bazen yapıtlarla baş başa kalıp, yapıtlarla kendileri sohbet ederek gezsinler, yapıtların de onlarla sohbet ettiklerini görecekler.” görüşünü paylaştı.

Siyaset ve sanat dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı açılış kapsamında ayrıyeten düzenlenen basın toplantısında sanatçı Güneştekin, küratör Christoph Tannert ve İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanı Oktay Özel, sergiye ait değerlendirmelerde bulundu.

Sergi hakkında

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin takviye verdiği stant, sanatkarın hafıza ve göç objeleri, sesler ve imajlar, üst kurmaca yapılar ve gereç müdahaleleriyle makro ve mikro ölçekleri birleştirdiği disiplinler ortası işlerini bir ortaya getiriyor.

Küratörlüğünü Christoph Tannert’in üstlendiği stantta, enstalasyonlar, hafıza çalışmaları ve tarihi anlatının referans alanını genişleten mikro-ritmik yapılarla kurgulanmış görüntü ve ses çalışmaları yer alıyor.

Sanatçının boyutlu yapıtları, taş ve metal oluşumlarla çalıştığı heykelsel alana mahsus yapıtları, tuvalleri, seramik işleri taş formlarla böldüğü heykeller ve kırkyama tekniğiyle ürettiği işleri de sergileniyor.

Sergi, 20 Temmuz’a kadar görülebilecek.