Suat Kılıç’tan Tülay Hatimoğulları’na ‘Gazze’ tepkisi
YENİDEN Refah Partisi Genel Lider Yardımcısı Suat Kılıç, “DEM Parti eş genel liderinin yapmış olduğu açıklama son derece şanssız bir açıklama ve apaçık bir tehdittir. Türkiye Cumhuriyeti ve devletine yapılmış bir şantajdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tehdit ve şantaj karşısında rastgele bir duruştan geri adım atacak değildir. Bu apaçık bir bölücülüktür. Bu terörün değirmenine su taşımaktır. ve bu Türkiye’de insanları birbirine karşı kışkırtmak, düşmanlaştırmaktır. Yaptığı şey sürçülisan ise, özür dilesin, beyanatını geri alsın. Değilse de elbette ki, gereği ilgili tüm makamlar tarafından yapılacaktır” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Lider Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Lider Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Terörist Abdullah Öcalan’ın ne dediğini merak etmiyoruz. Terörist Öcalan’la ilgili devletin kanaati değişmiş midir? Değişmemiş midir? Muhakkak ki değişmiş. Öyleyse ne tarafta değişmiştir? Bunu merak ediyoruz. Mardin Belediye Başkanlığı’ndan terörle iltisaklı diye indirip sonrasında barış elçisi yaptıkları Ahmet Türk üzere. İdam mahkumu terörist Abdullah Öcalan’ı da barış elçisi mi ilan edecekler, niyetleri öbür bir şey midir? Yoksa bu mudur? Nedir, ne değildir? Bunu kamuoyu ismine öğrenmek istiyoruz. 40 yılda 40 bin şehit verdiğimiz terörle uğraşa devletin eliyle değil de Öcalan’ın eliyle mi son bulacak? Buna inanmak mümkün mü? Bu taraftaki davetleri gerçekçi bulmak mümkün mü? Bitti bitiyor dediğiniz PKK için kıymet mi? Sarı torbalara doldurup doldurup gömdük dediğiniz günlere ne oldu? Diyelim ki, PKK bitti. PKK bittiğinde PYD, YPG terörü de bitecek mi? Yoksa ABD’nin eğitip donattığı 130 bin kişilik terör ordusu Suriye’nin resmi ve ulusal ordusuna mı dönüşecek? Yarınları okuyamıyorsunuz aşikâr, önünüzü de mi göremiyorsunuz. Bütün bunlarla ilgili sivil siyasi yerde sürdürülen diyalogları elbette değerli ve pahalı buluyoruz. Ne diyecekleri ne düşündükleri elbette değerlidir. Fakat asıl kıymetli olan devlet ve hükümet bu işin neresindedir? Devlet ve hükümet son kelamı söylediğinde ne söyleyecektir? Şimdi nerede durduklarını açıklamış değiller. Türkiye’nin bir numaralı gündemi kabine toplantısında hiç mi gündeme gelmedi? Geldiyse nasıl geldi, ne konuşuldu? Bunlar önemli merak mevzusudur. Devletsiz bir süreç olmayacağına nazaran devlet bu sürecin neresindedir? Yeniden Refah Partisi olarak halimizi, çizgimizi, konumumuzu belirleyeceğimiz anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nerede durduğuna elbette ki öncelikli olarak bakmamız icap edecektir. Bir milli görüş partisi olarak yerli ve ulusal siyasetin gereği olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin durduğu yeri tam ve net olarak görmeden Tekrar Refah Partisi’nin durduğu yeri netleştirmemiz kelam konusu olmayacaktır” diye konuştu.
Kılıç, DEM Parti Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları’nın Diyarbakır’daki konuşmasında ‘Ya barışı inşa edeceğiz ya da her yer Gazze olacak’ sözleri ile ilgili şunları söyledi:
“DEM Parti eş genel liderinin yapmış olduğu açıklama son derece şanssız bir açıklama ve apaçık bir tehdittir. Türkiye Cumhuriyeti ve devletine yapılmış bir şantajdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tehdit ve şantaj karşısında rastgele bir duruştan geri adım atacak değildir. Tam bilakis DEM Parti’nin İmralı’ya giden heyeti partileri ziyaret edip birtakım görüşmeler yaparken ve İmralı’nın bildirisini partilerle paylaşırken yapılmış olan bu açıklama tekrar tırnak içindeki o süreci sabote etmektir. Sürecin ne olduğunu bilmiyoruz lakin bu yapılan açıklamanın sürece yönelik bir sabotaj olduğunu çok rahat görebiliyoruz. Türkiye’nin Gazze’ye dönmesi demek bir kalkışma içeriği taşıyor bir yandan, bir yandan da Türkiye’yi soykırımcı yüzyılın hitleri olan Netanyahu’yla özdeşleştirme maksadını taşıyor. Bu apaçık bir bölücülüktür. Bu terörün değirmenine su taşımaktır. ve bu Türkiye’de insanları birbirine karşı kışkırtmak, düşmanlaştırmaktır. Yaptığı şey sürçülisan ise, özür dilesin, beyanatını geri alsın. Değilse de elbette ki, gereği ilgili tüm makamlar tarafından yapılacaktır. Türkiye’yi Gazze’ye dönüştürmek tehdidi karşısında Türkiye’nin sabır ve tahammül göstermesini hiç kimse bekleyemez. Biz kendilerinin sivil, siyasi tabanda akıllı, serinkanlı, sağduyulu, aklı başında siyaset yapmalarını beklerken inadına inadına buldukları her kürsü ve mikrofondan toplumu germeye kalkışmaları, devlete tehditler yağdırmaları kabul edilebilir bir durum değil.”
Kılıç, “Sendikalarımız sarı sendika olmamalıdır. Sendikalarımız personel ve memur taleplerini hükümete açık yüreklilikle gerekirse açık hava toplantıları ve mitinglerle yansıtacak, aktaracak bir tepki ortaya koymalıdır. Bugün ne en düşük emekli maaşıyla geçinebilmek mümkündür ne minimum fiyat sayısıyla geçinebilmek mümkündür. Milyonlarca insan bu sendikalara üye olup aidat ödediklerine nazaran sendikaların da yapması gereken o milyonlarca insanın hakkını ve hukukunu korumaktır, kollamaktır, gözetmektir. Yapılacak olan hükümete yönelik ikaz, aksiyonları ve mitinglerine Yeniden Refah Partisi olarak da peşinen dayanak verdiğimizi bu vesileyle sizlere söz ediyorum” dedi.
