Bakan Fidan: PKK’nın şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere
DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan, ” PKK’yla da gayretimiz devam ediyor. Kürt kardeşlerimizin asil hislerini sömürerek onlar üzerine kurdukları şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı Lideri İbrahim Kalın, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Ürdün Genelkurmay Lideri Tümgeneral Yusuf el-Huneyti ve Ürdün Genel İstihbarat Departmanı Başkanı Tümgeneral Ahmed Husni ile bir ortaya geldi. Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleşen görüşme sonrasında Bakan Fidan ve Ürdün Dışişleri Bakanı es-Safedi, ortak basın toplantısı düzenledi.
‘SURİYE KONUSUNDA YOL HARİTASI ÇIKARDIK’
Bakan Fidan, Ürdün’le Türkiye ortasında 3+3 olarak nitelendirilen bir sistem olduğunu belirterek, “Bu sistem bilhassa kriz anlarında, bölgedeki inanılmaz gelişmeler anında bir ortaya gelen bir sistem. Bu düzenekte Dışişleri Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde Genelkurmay Başkanlığımız ve istihbarat liderlerimiz bulunuyor. Gündemimizde hepinizin varsayım edeceği üzere başta Suriye olmak üzere temel bütün bölgesel gelişmeler vardı. Suriye’den başlayacak olursak esasen Esad rejiminin birinci düştüğü günden itibaren bedelli kardeşimle ve Ürdün hükümetiyle çok yakın bir uyum içerisinde bu sıkıntıyı birlikte yürütüyorduk; ayrıyeten bölgedeki başka ortaklarımızla, Avrupa’daki ve Amerika’daki öteki ortaklarımızla. Suriye’de bilhassa kalıcı istikrarın ehemmiyetini daima birlikte vurguladık. Burada yeni yönetimin milletlerarası çapta, bölgesel çapta desteklenmesi, bilhassa kuşatıcı bir hükümetin kurulması, bir an evvel temel hizmetlerin ve istikrarın sağlanması yolunda atılması gereken adımların ne olacağına ait görüşlerin kendilerine iletilmesi ve Suriye halkıyla ve yeni idareyle tam bir dayanışma içerisinde bu maksatla olması konusunda hemfikir kaldık. Pekala Suriye’yi nasıl tekrar inşa edeceğiz? Nasıl kalkındıracağız? Temel sorunlarına nasıl tahlil getireceğiz? Bugün kıymetli bir bahis başlığımız da buydu. Kıymetli kardeşimle bu mevzuda yaptığımız istişareler sonucunda iki ülkenin kendi ulusal makamlarıyla uyum içerisinde bulunarak bilhassa ulaştırma, güç, tarım, besin güvenliği üzere mevzuları da bir ortaya gelerek bir an evvel Suriye’deki kardeşlerimize yardım etmeye koordineli bir formda başlayalım. Bu hususta da karşılıklı kararlılığımızı teyit ettik, kendimize bir yol haritası çıkardık” tabirlerini kullandı.
‘HARİTA ÜZERİNDE BİRLİKTE TARTIŞTIK’
Bakan Fidan, Suriye’de ve bölgede tesirini devam ettiren DEAŞ tehlikesine karşı neler yapılabileceğini konuştuklarını kaydederek, “Suriye’deki yeni ortamdan DEAŞ istifade etmek isterse hem askeri yetkililerimiz hem istihbarat yetkililerimiz neler yapabilir? Masada onları da harita üzerinde birlikte tartıştık. Müteakip seviyede bilhassa terörle çaba başta olmak üzere ve öteki bahisleri da kapsayacak halde bölgede başta Irak olmak üzere öteki ortakların da bu masa etrafında bir ortaya gelerek bizimle birebir mevzuları tartışması konusunda mutabık kaldık. Birebir biçimde yeniden PKK’yla alakalı hassasiyetlerimiz, bölgede PKK’nın, YPG’nin mevcut durumdan istifade etmemesi, silahlarını bırakarak yeni idareye bir an evvel dahil olması, teröristlerin bölgeden çıkması hususlarında da kardeşimizle konuştuk. Müteakip toplantılarda tekrar hem Irak’ın hem Suriyeli yetkililerin olduğu bir formatla da bir ortaya gelip hususları bilhassa komşu ülkeler formatında da tekrar nasıl ele alabiliriz onu da gözden geçirdik. Irak’la ikili bağlantılarımızın nasıl ilerlemesi gerektiğini; Irak’a daima birlikte nasıl daha fazla yardımcı olabiliriz, bölgesel istikrar nasıl daha ileri gidebilir; bu hususlarda da görüş alışverişinde bulunduk. Lübnan’da istikrarın sağlanması için ne yapabiliriz, neler yapabiliriz, oradaki hassasiyetler neler; biz bölge ülkeleri olarak nasıl katkıda bulunuruz o mevzuda da görüşüp alışverişinde bulunduk. Olağan ki olmazsa olmazımız Gazze ve Filistin sorunu. Biliyorsunuz Ürdün’ün, bilhassa Mescid-i Aksa’yla ilgili değerli rolleri var. Biz başta Gazze olmak üzere şu anda bölgede devam eden İsrail soykırımını ve sonuçlarını tekrar gözden geçirdik” diye konuştu.
‘DEAŞ MÜSLÜMAN TOPLUMLAR İÇİN ZEHİRDİR’
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Fidan, bir gazetecinin, ‘Türkiye her platformda Suriye’nin geleceğinde terörün yeri olmadığını vurguluyor. Hem DEAŞ hem de PKK ile gayret edilmesi gerektiğini sıklıkla lisana getiriyor. Bahse ait muhataplarınızla görüşmelerinizde ele aldığınız, bir tahlil var mı?’ sorusuna şöyle cevap verdi:
“Maalesef başta DEAŞ olmak üzere birçok terör örgütü aslında hudutlarımızın ötesinde varlığını devam ettiriyor. DEAŞ’tan başlayacak olursak, DEAŞ Müslüman toplumlar için zehirdir. Dinimizi kullanarak, sınırsız şiddet uygulayarak, vahşice insanların öldürülmesi, terör yoluna gidilmesi ve istikrarsızlığın oluşturulması, kaosun oluşturulması doğal ki bizim sessiz kalacağımız bir durum değildir. Yalnızca kendi ülkemizde değil, hudutlarımızın ötesinde de İslam toplumlarının ortak sorunu olan bu beladan kurtulmak için büyük bir hassasiyetle gayret ediyoruz. Çok ülkenin iş birliğini gerektiren bu hususta bilhassa Ürdün üzere ortak ve dost, kardeş ülkelerle bir ortaya gelip başta istihbarat paylaşımı olmak üzere ortak operasyon yapmak üzere bütün metotları kullanıyoruz. Bölgemizde DEAŞ’ın tekrar yükselmemesi bizim için çok değerli. Münasebetiyle biz kimden buyruk aldığı aşikâr olmayan, yalnızca şiddet için şiddet yapan bu örgütle çabamıza sonuna kadar devam edeceğiz. Öbür taraftan PKK’yla da gayretimiz devam ediyor. Kürt kardeşlerimizin asil hislerini sömürerek onlar üzerine kurdukları şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere.”
‘HER TÜRLÜ OYUNU BOZACAK DURUMDAYIZ’
Bakan Fidan, konuşmanın devamında, “PKK/YPG’ye, Türkiye’nin düşmanına, NATO üyesi olan bir ülkenin düşmanına, siz yalnızca ‘hapishane hizmetleri versin’ diye, ‘gardiyanlık yapsın’ diye alıp diğer bir boyutta hem kendi siyasetinizi prezante ediyorsunuz, kendi toplumunuza prezante ediyorsunuz, başta onlara hem de bütün dünyaya palavra söylüyorsunuz. Burada bir hapishane hizmetleri var, bir gardiyanlık hizmeti var. Hapishane koşullarını Suriye’deki idare de sağlayabilir. Türkiye de bu bahiste katkı verebilir. Bunu biz defaatle söyledik. Lakin bölgede emelleriniz farklıysa, DEAŞ’ı mazeret ederek PKK’yı güçlendirerek, ayakta tutarak, Kürt kardeşlerimizi de sömürerek, tıpkı DEAŞ örneğinde olduğu üzere öteki bir siyasete hizmet edilmek isteniyorsa ona da geçit yok. O mevzuda da sahiden çok hassasız, çok yakından takip ediyoruz. Her türlü oyunu görecek durumdayız. Yalnızca görecek durumda değil, birebir vakitte bozacak durumdayız” dedi.
BAKAN SAFEDİ: TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDEN BÖLGENİN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDER
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, ise “Daha evvel de söylediğimiz üzere biz Türkiye’nin güvenliğini, istikrarını tehdit eden ne varsa bölgenin de güvenliğini tehdit eder, diye söylüyoruz. Münasebetiyle Türkiye’de kardeşlerimizi PKK ile çaba konusunda destekliyoruz. Bakan Bey de bunu açıkladı. Biz de PKK’ya karşıyız. Türkiye’ye kötülük getirecek her şeye karşıyız. Doğal ki PKK, Suriye’deki bütün Kürtleri temsil etmemektedir. Kürtler doğal ki Suriye toplulukları içerisinde bir topluluktur. Suriyelidir. Fakat PKK bunları temsil etmemektedir. Biz de Türkiye ile tıpkı görüşteyiz. Suriyelilerin artık daima birlikte çalışıp bu tahribatı nasıl onarırız diye düşünmeleri lazım. DEAŞ hepimiz için tehlikeli. Münasebetiyle burada ortak bir sorumluluğumuz var. Yalnızca Ürdün ve Türkiye değil. Bu bölgedeki bütün kardeşlerimizi birebir vakitte memleketler arası toplum için ziyanlı. DEAŞ hepimiz için bir tehlike teşkil etmektedir” tabirlerini kullandı.
