BBP Genel Başkanı Destici: Terörle, Teröristle, Onların Uzantılarıyla Müzakere Olmaz, Mücadele Olur
(ANKARA) – BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Terörle, teröristle, onların uzantılarıyla müzakere olmaz, gayret olur. Bize diyorlar ki ‘Siz bu sürece karşısınız, pekala tahliliniz nedir’. Çözümümüz açık. Bütün devletler terörü nasıl yenmişse biz de o denli. Terörün tüm ögelerine karşı topyekun mücadele” dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatıyla ilgili yargı sürecine de değinerek şunları kaydetti:
“Şehit başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberinde şehadete eren dava arkadaşlarımızın ana soruşturma evrakının vakit aşımına uğramadığı tez ve haberleri gerçek değildir. Biz rastgele bir vakit aşımına uğramasını asla kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Partimiz hukuk kurulu tarafından hazırlanan bir raporu da sizlerle paylaştık. Bu raporun tamamını savcılığa ve bakanlığa ilettik. Orada yapılması gereken birkaç özel çalışma daha var ve bunların da yapılmasını bekliyoruz. Bu çalışmalar yapılmadan belgenin kapatılmasına asla müsaade etmeyiz.”
” Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına yol verirlerse asla buna göz yummamalıyız”
‘Çözüm süreci’ne ait açıklama yapan Destici, şunları söyledi:
“Ekim ayından beri Türkiye’nin gündeminde bize nazaran olmaması gereken bir bahis var. Hem de Suriye’de bu kadar kıymetli gelişmeler gerçekleşirken. Bilhassa Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına yol verirlerse biz asla bunlara göz yummamalıyız. Türkiye, geçtiğimiz tahlil sürecinin ağır bedellerini yaşamaktadır bugün.
‘Teröristbaşının tabiriyle ‘yeni paradigma’, Kandil ve DEM’lilerin tabiriyle ‘demokratik dönüşüm’, bizim içerideki PKK sevicisi gazetecilerin tabiriyle ‘yeni süreç’… Bunlarla oyalanırsak onlar uzaklık alır, biz geride kalırız. Bizim terörle çabamız amansız bir formda devam etmektedir. Bir kez daha söz ediyorum; terörle, teröristle, onların uzantılarıyla müzakere olmaz, uğraş olur. Bize diyorlar ki ‘Siz bu sürece karşısınız, pekala tahliliniz nedir’. Çözümümüz açık. Bütün devletler terörü nasıl yenmişse biz de o denli. Terörün tüm ögelerine karşı topyekün mücadele.
Özgür Özel’e diyorum ki; kırmızı kart göstereceksen evvel teröristbaşının dışarı çıkmasına göster. Anayasa’nın 3, 42 ve 66’ncı hususlarının korunmasına göster’ diyorum.”
Destici, Cumhhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yılı ‘aile yılı’ ilan etmesini desteklediğini söz ederek, “Aile yoksa toplum yoktur, toplum yoksa millet yoktur, millet yoksa devlet yoktur ve nihayetinde Türk yoktur, Müslüman yoktur” dedi.
“Memurlarımızın ve çalışanlarımızın uğradığı vergi adaletsizliği giderilmelidir”
Destici, taleplerini de şöyle lisana getirdi:
“Evlenen çiftlere faizsiz kredinin yanında bir defaya mahsus 150 bin lira dayanak açıklandı. Bu ölçü kâfi değil. Buna ek olarak öteki dayanaklar de yapılmalı. Mesela bir defaya mahsus beyaz eşyada ve mobilyada yeni evlenen çiftlere ÖTV ve KDV muafiyeti getirilmelidir. Demografik yapımızı korumak için üçüncü çocuktan sonra her ay 5 bin lira ödeme de 10 bin liraya çıkartılmalıdır. Vergi, kira, köprü, geçiş fiyatı, elektrik, doğal gaz, besin yüzde 50 zamlanacakken, minimum fiyata yüzde 30, memura, emekliye yüzde 15 artırım yapıldı. Bu kabul edilebilir değil, adil değil. Memurlarımızın ve personellerimizin uğradığı vergi adaletsizliği giderilmelidir. Yani memura kaşıkla verilen pazarda, markette kepçeyle alınmamalıdır.”
Destici, ‘Doğu Türkistan’da yaşananlara dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Tıpkı Filistin, Gazze üzere Doğu Türkistan’da da 1949’dan beri Çin zulmü devam etmektedir. Demografik yapı değişmiştir. 1949’da 30 milyon olan Doğu Türkistan’daki Uygur Türk’ü nüfusu maalesef bugün o kadar değildir. Bugün bu zulmü bir defa daha lanetliyoruz. Çin zulmünden kaçarak Tayland’a sığınan 48 suçsuz Doğu Türkistanlı kardeşimiz yalnızca hudut ihlali yaptıkları gerekçesiyle 18 yıldır hapishanede tutulmaktadır. Bizim Tayland hükümetine davetimiz şudur; Tayland hükümeti, Çin’in baskılarına boyun eğmemeli ve milletlerarası kararlara nazaran hareket etmelidir. Kendi Dışişleri Bakanlığımıza da davetimiz; 48 temiz Doğu Türkistanlı kardeşimizi çabucak Türkiye’ye getirmeli ve bağımsızlıklarına kavuşturulmalıdır.”
