CHP’li Toprak’tan Sahte İçki Uyarısı

(ANKARA) – CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Lideri Fatih Karahan’ın Londra’da yabancı bankalara yaptığı sunumların iktidarın dış kredi ve borç için yabancı finans lobilerine teslim olduğunu gösterdiğini kaydetti. Toprak, “Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu ve tüm talepleri kabul ettiğini gösteriyor” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, dünya ve Türkiye gündemine ait haftalık kıymetlendirme raporunu yayınladı. Toprak, yüksek ÖTV-KDV-Maktu Vergi artışlarıyla yaygınlaşan uydurma içki üretimi ve satışıyla, sigara, makaron, sarma tütün kaçakçılığından devletin yıllık vergi kaybının 10 milyar dolara (350 milyar TL) yaklaştığına dikkat çekti. Toprak, şunları kaydetti:

“Son 24 saatte düzmece içkiden hayatını kaybedenler katlanarak artmakta”

“Geçtiğimiz yıllarda da periyot devir Türkiye’nin farklı bölgelerinde uydurma içki üretimi ve tüketiminden kaynaklı vefatlar görülmesine karşılık, yılbaşından bu yana yalnızca İstanbul’da son bir haftada 40 kişinin geçersiz içki nedeniyle ömrünü yitirmesi, yaklaşık 100 kişinin ağır bakım servislerinde entübe edilmesi sorunun vahim hale geldiğini göstermektedir. İstanbul Valiliği neredeyse günlük trafik bülteni üzere her gün geçersiz içkiden ömrünü kaybedenlerin sayısının arttığını içeren basın açıklamaları yaparak vatandaşları uyarmaya çalışmaktadır.

Bu açıklamalara bakıldığında son 24 saat, son 48 saat, son 72 saatte uydurma içkiden ömrünü kaybedenler katlanarak artmaktadır. İktidar bu alandaki ÖTV artışlarını daima en üst seviyeden uygulayarak, alkollü içki ve tütün mamullerini çıkar kapısı olarak görmenin yanında bu mamulleri tüketen yurttaşlara da örtülü halde ayrımcılık yapmakta ve yüksek vergi artışlarıyla, ekonomik dayatmalarla hayat üslubuna dolaylı müdahalede bulunmaktadır.

“Vergi artışlarıyla artan uydurma içki üretimi nedeniyle devletin yıllık vergi kaybı 10 milyar dolar”

Nitekim bu yılbaşından itibaren Tekrar Değerleme Oranının (YDO) yüzde 43,93 olmasına paralel halde alkollü içki ve tütün mamullerinde ÖTV bu oranda artırılırken akaryakıtta ise yüzde 6’ya düşürüldü. ÖTV’li fiyat üzerinden uygulanan KDV ile alkollü içki satış fiyatında vergi yükü yüzde 200 arttı. Satış fiyatının yüzde 89’u vergi haline geldi. Geçersiz içki üretiminin ve satışının temelinde bu ekonomik tablo yatarken, sahtecilikteki artıştan ötürü devletin kaybettiği vergi geliri de katlanarak artıyor.

Yüksek ÖTV-KDV-Maktu Vergi artışlarıyla yaygınlaşan düzmece içki üretimi ve satışıyla, sigara, makaron, sarma tütün kaçakçılığından devletin yıllık vergi kaybı 10 milyar dolara (350 milyar TL) yaklaşıyor. Organize hata örgütleri ve kaçakçılık şebekelerine giden devasa kaynak her köşe başında kaçak geçersiz içki ve kaçak sigara satışını yaygınlaştırıyor. Tütün mamulleri ve alkol piyasasının kontrolü ve düzenlenmesi, sahteciliğin ve kaçağın önlenmesi emeliyle 2001’de kurulan özerk konseylerden birisi olan Tütün ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu (TAPDK) 2017’de Kanun Kararında Kararname (KHK) ile lağvedilip kapatıldı.

“Türkiye, Avrupa ve OECD sıralamasında alkollü içkiden alınan vergide birinci iki ve üçte”

TAPDK’nın kurumsal yapısı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ortasında daire başkanlığı seviyesinde paylaştırıldı. TAPDK’nın kapatılması bu alandaki denetimsizliğin önünü daha da açtı.”

Toprak, bahse ait yapılması gerekenlere ait olarak, “Avrupa ve OECD sıralamasında alkollü içki ve tütün mamullerinden alınan vergide birinci iki ve üçte yer alan Türkiye’de bu eserlerdeki vergi yükünün makul seviyeye çekilmesi, bandrollü eserlerin onda birinden düşük fiyata satılan geçersiz içkiye yönelişin önlenmesidir” değerlendirmesinde bulundu.

“İktidar, dış kredi ve borç için yabancı finans lobilerine teslim oldu”

Toprak, ayrıyeten “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Lideri Fatih Karahan’ın Londra’da yabancı bankalara yaptığı sunumların iktidarın dış kredi ve borç için yabancı finans lobilerine teslim olduğunu gösterdiğini ve verilen taahhütlerle milyonları fakirleştiren siyasetlerin süreceğini” belirtti. Toprak, hususa ait şu sözlere yer verdi:

“Londra’da global finans yöneticilerine sunum yapan Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Lideri; ocakta enflasyon yüksek gelse de dezenflasyon programının süreceği, maaşlara yüksek artırım yapılmayacağı, besin fiyatları ve kiralarda enflasyonun arz artışıyla dizginleneceği garantisi verdi.

“Yabancılar, geçen yıl taban fiyata düşük artırım taleplerinin hayata geçirilmesini sağladı”

Asgari fiyata yüzde 25 ya da biraz üzerinde artırım yapılacağını, memur ve emekli aylıklarının gaye enflasyona nazaran artırılacağını geçen yıl ABD’de yapılan toplantıda birinci evvel yabancı sermaye temsilcileri öğrendi. MB Başkanı Fatih Karahan, New York’taki ‘kapalı’ toplantılarda global finans ve reyting şirketlerinin temsilcilerine bu garantiyi vermişti. Bu kurumlardan Standard & Poor’s Türkiye’nin kredi notunu artırırken taban fiyat artırımının yüzde 30-32’yi aşmamasını istedi. Moody’s ve Fitch, Türkiye’nin kredi notunu artırırken 2028’e kadar seçim olmadığına dikkat çekip ‘faiz ve para siyasetlerinin sürmesi, çalışan ve emeklilere düşük artırımla tüketim ve harcamaların frenlenmesi, vergi ve artırımlarla mali imkanları artırılması için iktidarın önünde rahat bir periyot olduğunu’ vurguladı. IMF Türkiye Masası Şefi James P. Walsh ise iktidara; ‘maaşları artırmak yerine düşük gelirli hanelere nakit transferiyle takviye sağlayacak toplumsal programlar geliştirmesini önerdiklerini’ açıkladı. İktidarın ‘Aile Yılı’ ilanı IMF teklifiyle örtüşüyor.

Yabancılar geçen yıl iktidarın yapacaklarını evvelden öğrenip kaideler koşarak minimum fiyata, memur ve emekli aylıklarına düşük artırım taleplerinin hayata geçirilmesini sağladılar. Buna karşın yüksek çıkar peşindeki sıcak para dışında, beklenen uzun vadeli taze kaynak gelmedi. 24 Ocak’ta Moody’s ile başlayacak kredi notu süreci öncesi MB Lideri ile Hazine ve Maliye Bakanı Londra’da Bank of America (BofA) tertibiyle yabancı sermaye-finans yöneticileriyle buluştu. Sunumlarda dezenflasyon programının sürdürüleceği taahhüt edildi. 1 Ocak’tan itibaren yapılan yüksek oranlı kamu artırımları nedeniyle ocak enflasyonunun yüzde 4-5 ortasında yüksek geleceği, bunun şubata da yansıyacağı ve süreksiz olduğu vurgulandı”

“Enflasyonda düşüş devam edeceği için faizde indirim sinyali verildi”

“Enflasyonda düşüş devam edeceği için faizde indirim sinyali verildi” diyen Toprak, “Hazine ve Maliye Bakanı, kamunun yönettiği fiyatlarda (otoyol, köprü, tünel geçiş fiyatları gibi) YDO oranında (yüzde 43,93) artırım yapıldığını, lakin akaryakıt üzere kıymetli kalemlerde ÖTV’nin düşük tutulduğunu belirterek enflasyonu denetim etme teminatı verdi. TÜİK’in enflasyon sepetindeki yükü olmayan kalemlere yüksek artırım yaparak enflasyon düşük gösterilirken, maaşlara düşük artırım yapmaya devam edileceği tabir edildi” dedi.

Toprak, “Londra’daki sunumlar, iktidarın dış finans lobilerine teslim olduğunu ve tüm talepleri kabul ettiğini gösteriyor. Verilen taahhütlerle, fakirleştiren siyasetlerin süreceği anlaşılıyor. Refah ve alım gücünün artırılması yerine IMF tavsiyesi doğrultusunda toplumsal yardımlarla kitlelerin iktidara daha da bağımlı hale getirilmesi planlanıyor” sözünü kullandı.