Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bahçeli’nin Konuyu Gündeme Getirmesiyle Başlayan Gelişmeler Nihai Aşamasına Yaklaşıyor
(MERSİN) – Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Mersin Vilayet Kongresi’nde; “Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler sonuncu basamağına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt, şayet elebaşının davetini dinleyip gereğini yerine getirirse, siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Erdoğan, partisinin Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Mersin 8. Olağan Vilayet Kongresi’ne katıldı. Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
“Mersin bugün bir öbür. Maşallah değişik. 2028’e hazır mısınız? Birilerine 2028’te ders vermeye var mısınız?
Bugüne kadarki seçim sonuçlarının sebeplerini Mersinlide değil, kendimizde arıyoruz. Cürüm varsa bizim, yanlış varsa bizim. Fakat bunu daima birlikte telafi edeceğiz. Demek ki daha çok çalışmamız, daha çok gönüle girmemiz, daha çok emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor.
Muhalefetin istekli figüranlığını yaptığı Türkiye’ye diz çöktürme senaryolarının tekmili birden üzerimize boca edildi. Hani Mehmet Akif Çanakkale Savaşı’nı anlatırken diyor ya, ‘Çehreler öbür, lisanlar, deriler rengarenk. Sade bir hadise var ortada vahşetler denk.’ Bizim de istikbalimize ve istiklalimize yönelen taarruzlar rengarenkti. Yalnızca sinsi niyetleri ortaktı. Hamdolsun, milletimizle baş başa, kol kola, kalp kalbe verip bu alçak hesapları daima birlikte boşa çıkardık.
“Biz zalimler üzere kimseyi zorla yerinden etmeyiz”
Mersin’in beşeri zenginliği ülkesi ve bölgesindeki her gelişmeyle yakından ilgilenmesini mecburi kılıyor. Mesela, Suriye’deki 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması ve ülkede kuşatıcı yeni bir idarenin iş başına gelmesinin Mersin’e tesiri olacaktır. Zira burası hala 183 binin üzerinden süreksiz müdafaa statüsündeki Suriyeli muhaciri konuk eden ensar ruhlu bir kenttir. Ülkelerindeki konutlarını, işlerini yine ayağa kaldıracak Suriyeli kardeşlerimizden bir kısmı elbet vatanlarına geri dönecektir. Suriye toparlandıkça zulmün ve yıkımın izleri silindikçe inşallah ülkemizle birlikte tüm dünyadan muhacirler dönüş yoluna girecektir. Lakin daima söylediğimiz üzere kalanlara kapımız da gönlümüz de hep açık olacaktır. Biz zalimler üzere kimseyi zorla yerinden etmeyiz. Kimsenin hayatını keyfi yerine zindana çevirmeyiz. Kendini bilmez üç-beş ırkçı fanatiğin Türkiye Suriye dayanışmasına gölge düşürmesine göz yummayacağız. Suriye’nin toprak bütünlüğünü, toplumsal barışını, imarını sağlamaya yönelik her uğraşa takviye vereceğiz. Görüyoruz ki Türkiye’ye bilhassa büyük bir inanç ve teveccüh kelam konusu.
“YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yok”
Bu ülkenin topraklarını işgal eden terör örgütlerini ya silah bıraktırarak ya bertaraf ederek Suriye üzerinde yeni senaryolar uygulanmasının önüne geçmekte kararlıyız. Özellikle, ülkenin üçte birini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yok. Yakında bu sıkıntıyı kökten çözerek adımları atmaya başlayacağız. Örgütün çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkarları ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacaklar. Avrupa’da yükselen seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar evvel kendi problemlerini çözsünler. Ondan sonra gelip bölgemize nizam vermeye kalksınlar. Böl, parçala, yönet siyasetiyle son bir asırdır bu bölgede diledikleri üzere cirit atanların devranı bitmiştir. Kim ne derse desin 100 yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgarı esiyor. Kalkınma ve refahın hükümran olacağı yeni bir periyodun kapıları aralanıyor. Artık bölgenin geleceğini bu toprakları kadim halkları belirleyecek. Doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarruf da bölgenin asıl sahiplerinin uhdesinde olacak. Allah’ın müsaadesiyle kimse bunun önüne geçemeyecek. İşte 2-3 gün evvel biliyorsunuz, Suriye’nin Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı birlikte ziyaretime geldiler. Benden sonra Dışişleri Bakanımla, Savunma Bakanımla, İstihbarat Liderimizle ayrıyeten toplantılar yaptılar. Zira artık hazırlığımız Suriye’nin geleceğine.
“Gazze örneği zulüm ile abat olunamayacağının çarpıcı bir ispatıdır”
Bu yeni periyot Mersin’in önünde de büyük fırsat pencereleri açacaktır. Kentimizin şimdiden buna kendini hazırlaması gerekiyor. Tıpkı halde Gazze’de ateşkesle sağlanmaya çalışılan barış da bölgenin siyasi ve toplumsal atmosferini değiştirecektir. Gazze örneği zulüm ile abat olunamayacağının çarpıcı bir ispatıdır. İsrail’in Gazze’de ve öbür kentlerde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Yahudilere de ziyan vermiştir. Zira İsrail’in yaptığı bayan, çocuk, günahsız katliamlarından sonra artık hiç kimse bu topluma İkinci Dünya Savaşı’nda maruz kaldıkları soykırımın getirdiği mahcubiyet hissiyle bakamayacaktır. Herkesin zihninde İsrail’in fırsatını bulduğunda kendi mensuplarından öbür tüm insanları katledebileceği fikri yer etmiştir. Hakikaten fanatik siyonistler bu kanıyı destekleyecek görüşlerini dini ve ideolojik argümanlarla pervasızca lisana getirmekten çekinmiyor. En çok maksat aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması bizim bu zulme karşı sesini en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor.
Mersin’i yakından ilgilendiren bir öbür gelişme terör örgütü PKK’nın feshedilmesini, silahlarının teslim edilmesini ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen çabalardır. Cumhur İttifakı ortağımız sayın Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler sonuncu kademesine yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt, şayet elebaşının davetini dinleyip gereğini yerine getirirse siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır.
“Bölücü terör belası o denli yahut bu türlü bertaraf edilecektir”
Eğer örgüt davete uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa biz esasen muvaffakiyetle yürüttüğümüz operasyonlarımızla sıkıntıyı kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz ülkemizin 40 yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu sorunun suhuletle, içtenlikle, kalıcı ve kati bir formda tarihe karışmasından yanadır. Bununla birlikte merhum Akif’in ‘Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum? Kesilir tahminen ancak çekmeye gelmez boynum’ mısralarındaki bildirisini da kimse unutmasın. Bölücü terör belası o denli yahut bu türlü bertaraf edilecektir. Elbette kahraman şehitlerimizin her türlü hesabı üzerinedir. Herkesin takip ettiği üzere tüm çalışmalar şehitlerimizin aziz anılarına, şehit yakınları ve gazilerimizin hassasiyetlerine en küçük bir halel getirmeyecek formda yürütülmektedir. Buradan tekrar hatırlatmak isterim ki, gerek ülke içinde gerek bölgemizde gerekse dünyada attığımız her adımın bir gayesi vardır. Bu da ülkemizin Türkiye Yüzyılı’na, geçmişin tüm problemlerinden arınmış, yüklerinden kurtulmuş, mevcut imkanlarını en üst seviyede kullanan gayelerine kararlılıkla yürüyen bir devlet olarak girmesidir. Artık yeni hayaller kurma, yeni projeleri hayata geçirme, yeni şeyler söyleme, yeni adımlar atma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Biz bölgede istikrar istiyoruz, güvenlik istiyoruz, huzur ve refah istiyoruz. Biz Türkler, Araplar, Kürtler olarak daima birlikte kazanalım, daima birlikte kalkınalım istiyoruz. Bizimle bu yolda yürüyecek herkese kollarımız da kapımız da yüreğimiz de açıktır. Zihinlerinin gerisinde diğer hesaplar olanlar da hiç kusura bakmasınlar artık kimseye bunları yutturamazlar, kimseyi kandıramazlar, kimsenin zihnini ve kalbini bulandıramazlar. Dünya tertibi siyasi ve ekonomik olarak yine kurulurken Türkiye’yi bunun dışında tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.”
