DEM Parti İmralı Heyeti, Ahmet Davutoğlu ile görüştü
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Başkan, Van Milletvekili Pervin Buldan ve eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Gelecek Partisi’ni ziyaret ederek Genel Lider Ahmet Davutoğlu ile görüştü.
DEM Parti İmralı heyeti, İmralı’da terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin akabinde Meclis’te temsil edilen siyasi partilere yönelik ziyaretlerini sürdürüyor. Bu çerçevede TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Başkan, Van Milletvekili Pervin Buldan ve eski Mardin Büyükşehir Belediye Lideri Ahmet Türk’ten oluşan heyet, Gelecek Partisi Genel Lideri Davutoğlu’nu ziyaret etti. Partinin Genel Merkez binasında gerçekleşen görüşme öncesi Gelecek Partisi Genel Lideri Davutoğlu, heyeti kapıda karşılayarak, heyetle tokalaştı. Basına kapalı bir halde gerçekleşen görüşme 1 saat 15 dakika sürerken, Genel Lider Davutoğlu ve DEM Parti heyeti ismine Sırrı Süreyya Başkan görüşmeye dair açıklamalarda bulundu.
“Kapsamlı açıklamayı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettikten sonra yapacağız”
Yürütülen görüşmeler çerçevesinde bugün Genel Lider Davutoğlu ile görüştüklerini söyleyen Lider, “Biraz geçmiş deneyimleri paylaştık. Görüşmeler ve yeni gelinen nokta ışığında bizde olan bilgileri kendisine aktardık. Tavsiye, teklif, tenkit ve ihtarlarını rica ettik. Sağ olsun, bizi detaylı bir halde bilgilendirdiler. Biz kapsamlı açıklamayı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettikten sonra yapacağız” değerlendirmesinde bulundu.
“Benim tavsiyem; tarih bilgimizden hareketle geleceğin barış içinde yaşayan güçlü Türkiye’sini inşa etmektir”
Genel Lider Davutoğlu ise ziyaret gerçekleştiren DEM Parti İmralı heyetine teşekkür ederek, “Hepsi de Türk siyasetinde son periyotlarda çok kıymetli deneyimler kazanmış siyasetçiler. Kendileri son yaşanılan süreçle ilgili bizim için çok istifade ettiğimiz bilgiler aktardılar. Çok samimi, açık yürekli bir istişare oldu. Biz de kendi kanaatlerimizi, yeniden geçmişte yaşadığımız deneyimlerden nasıl dersler çıkarılması gerektiğini ve dünyanın büyük bir türbülansa girdiği, tsunami yaşandığı Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün ve Filistin ekseninde yaşanan değişime intibak bağlamında da Türkiye’nin kendi iç bünyesini tahkim etmenin büyük kıymet taşıdığını vurguladık. İç bünyeyi tahkim etmek lakin ve lakin gerçek bir demokrasinin inşasıyla olabilir. Bu da Türklerin, Kürtlerin ve bütün vatandaşların hukukun korunduğu ve geleceğe umutla baktıkları bir perspektifle olur. Çok kıymetli bir sürecin içinden geçiliyor. Benim tavsiyem; Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan ve toplum katmanlarına yayılan bu periyodu serinkanlı bir formda, provokasyonlara kapalı olarak, kamu tertibine hürmet göstererek ve derin tarih bilgimizden hareketle geleceğin barış içinde yaşayan güçlü Türkiye’sini inşa etmektir. Suriye ve Irak bağlamındaki gelişmeleri gözden geçirdik, o mevzuda da kanaatlerimizi paylaştık. Türkiye’nin kendi iç yapısını tahkim etmesi Suriye ve Irak’ta da barışçıl tahliller için büyük katkı sağlayacaktır. İnşallah bu süreç hakikat bir istikamette ilerler” diye konuştu.
İkili açıklamaların akabinde basın mensuplarının sorularını da cevapladı.
“Bizim genel yaklaşımımız barış sürecini bir felaketle tanım etmek değil”
Bir gazeteci tarafından DEM Parti Eş Genel Lideri Tulay Hatımlıoğulları’nın “Ya barışı inşa edeceğiz ya her yer Gazze olacak” açıklamalarının sorulması üzerine Lider, şu biçimde karşılık verdi:
“O açıklama bağlamından koparılmış bir açıklamadır. Bizim genel yaklaşımımız barış sürecini bir felaketle tanım etmek değil. Barış kolay bir şey değil ancak dünyanın en hoş şeyi. Daima hoş şeylerle geleceğe dönük bu ülkeye getireceği rahmetle, rahmetle tanım etmekten yanayız. Kimse bu üslup yaklaşımları bağlamından koparıp üzerinde tepinmesin.”
“Herkesin bu süreçte çok dikkatli konuşması lazım”
Ahmet Davutoğlu ise DEM Parti Eş Genel Lideri Tulay Hatımlıoğulları’nın açıklamalarının son derece şanssız açıklamalar olduğunu kaydederek, “Bu açıklamayı net bir formda kınıyorum. Daha evvel de Filistin ve Türkiye’deki iç problemlerle ilgili yapılan kıyaslamalarda daima şunu söyledim; kim Gazze sorununu Türkiye’deki Kürt problemiyle karşılaştırıyorsa tarih, jeopolitik ve memleketler arası hukuk bilmiyordur. Zira, Türkiye bir işgal devleti değildir. Kürtler de Gazzeliler üzere işgal altında olan bir toplum değil. Gazze’de bir soykırım yürüyor ve bu soykırım karşısında eminim en fazla bu durumdan rahatsız olan da Orta Doğu’daki Kürt halkıdır. Milletlerarası hukuka da tarih şuuruna de ve siyasi gerçekliğe de muhalif olan bu açıklamayı asla kabullenmiyoruz. Kınıyorum, herkesin bu süreçte çok dikkatli konuşması lazım. Şayet süreç işleyecekse bu süreci işletenlerin Türkiye’deki genel psikilojiye hürmet göstermesi gerekir. Türkiye’deki şehit yakınlarının, gazilerin; Orta Doğu’daki Gazze halkına sempati duyan 85 Türkiyelinin hissiyatına hürmet göstermesi lazım. Türkiye asla tarihin hiçbir periyodunda soykırımcı bir ülke ile karşılaştırılamaz” değerlendirmesinde bulundu. – ANKARA
