Deniz Yücel: “Milletin Arasına Karışamayan Sayın Erdoğan, Kuklalarıyla Karşımıza Dikilmektedir”
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: MEHMET ÇALPAR
(İSTANBUL) – CHP Sözcüsü Deniz Yücel, İstanbul İl Başkanlığı’nda yapılan Parti Meclisi (PM) toplantısı sürerken “Bugün Sayın Erdoğan, kaçak dövüşmektedir. Siyaset sahnesinde ahlaki bir rekabeti sürdüremeyen, sıcak salonlardan çıkıp milletin ortasına karışamayan Sayın Erdoğan, kuklalarıyla, kullanışlı aparatlarıyla karşımıza dikilmektedir” açıklamasını yaptı.
CHP PM, Genel Lider Özgür Özel başkanlığında, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanarak misyondan alınması gündemiyle bugün toplandı. İstanbul Vilayet Başkanlığı’nda toplantı sürerken CHP Sözcüsü Deniz Yücel, gazetecilere açıklama yaptı. Bu toplantının ardından Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı yapacaklarını belirten Yücel, şunları söyledi:
“Beşiktaş’ta yaşayan her 3 bireyden 2’sinin oyunu alarak seçilen belediye liderimizi yormak, yıldırmak ve itibarsızlaştırmak için atılan bu adımlar uzun vadede hiç elbet bu alçakça senaryoyu planlayan, kurgulayan ve hayata geçirenleri itibarsızlaştıracak. Tüzel değil, siyasi emellerle başlatıldığı çok açık olan bu sürecin her bir adımı, adalet sistemindeki çürümüşlüğün en somut göstergesidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100’üncü unsuruna nazaran ‘hakkında kuvvetli cürüm kuşkusunun varlığını gösteren somut kanıtlar ile kanıtları karartma yahut kaçma kuşkusu olduğuna dair hakkında somut bir bulgu’ bulunmayan bir kişi tutuklanamaz. Ceza yargılamasında tutuksuz yargılama temel, tutuklu yargılama istisnadır. Elbette Beşiktaş Belediye Liderimiz İstek Akpolat’ın tutuklanmasını hukukla açıklamak, hukuk içerisinde bir yere oturtmak mümkün değil. Zira bu süreç hukuksal değil, siyasi bir süreç. Bu metotlar lakin siyasi arenada gayret etmeye yüreği olmayanların başvuracağı teknikler. Bugün Sayın Erdoğan, kaçak dövüşmektedir. Siyaset sahnesinde ahlaki bir rekabeti sürdüremeyen, sıcak salonlardan çıkıp milletin ortasına karışamayan Sayın Erdoğan, kuklalarıyla, kullanışlı aparatlarıyla karşımıza dikilmektedir.
“Tutuklama kararına itiraz yapılacak”
Adalet Bakan Yardımcısı’nı İstanbul’a başsavcı olarak atamak, yargıyı siyasetin maşası olarak kullanmak fakat ve fakat siyasette söyleyeceği kelamı olmayanların yapacağı işlerdir. FETÖ sistemleri geçmişte bu ülkeye çok ziyan verdi fakat uzun vadede en son maksadına ulaşamadı. Bugün de bu yaşanan hukuksuzluklardan medet umanlar, umduklarını bulamayacaklar. Tüm bu hukuksuzluklar karşısında en faal çabayı kararlı bir formda vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Gözaltı ve tutuklama kararının çıktığı andan bu yana milletvekillerimiz ve tüm parti idaremizle birlikte İstanbul’dayız. Yapılan gözaltı sürecine, arama kararlarına ve belgedeki kısıtlama kararına karşı yetkili hakimlik nezdinde gerekli itirazlar yapıldı, önümüzdeki günlerde belediye liderimiz hakkındaki tutuklanma kararına ait itiraz da yapılacak. Bu süreç bir sefer daha göstermiştir ki, AKP iktidarı artık bir siyasi parti olmaktan çıkmış, adeta siyasi mafya üzere hareket etmektedir. Evvel Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt’ta başlatılan, akabinde Tunceli Ovacık Belediyemize uzanan, sonrasında İstanbul’un en beğenilen ilçelerinden Beşiktaş’ta sürdürülen süreç bunu çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır.
“Kanunsuz buyruklara uyanlar yargıda hesap verecek”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bunu her konuşmasında gösteriyor. Hukuksuzlukların devam edeceğini hiç çekinmeden açıkça söylüyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, ‘Daha turpun büyüğü heybede’ diyorsa ‘Ben hukuk, yasa tanımam; yargı benim elimde, istediğim belediye liderinizi vazifeden alırım’ demektir. ‘Yargı bilmez, ben yargıya fısıldarım, yargı da talimatlarımı uygular’ demektir. ’31 Mart yerel seçimlerinde aldığınız belediyeleri türlü mazeretlerle, cürüm icat ederek ısmarlama kararlarla elinizden alacağım’ demektir. ‘Ülke idaresi umurumda değil, halkın yaşadığı ekonomik külfet umurumda değil, ben siyasi menfaatlerime, koltuğumun ömrüne, bir kere daha nasıl seçilebileceğime bakarım’ demektir. ‘Ben tek adamım, ben ne dersem o olur, bir lafıma bakar’ demektir ve bu, düpedüz bir meydan okumadır. Bu meydan okuma karşısında hiçbir CHP’nin sinip susmasını beklemesin. Bu hukuk dışı sürecin bedelini, ülkenin birinci partisini tehdit etmenin bedelini sandık geldiğinde AKP en ağır biçimde ödeyecektir. Hiç kimse unutmasın ki CHP iktidarında AKP’nin vermiş olduğu hukuksuz kararların hesabı da tek tek sorulacak ve bu kanunsuz buyruklara uyanlar, altında imzası olanlar, her kanunsuz buyruğun ve kararın hesabını yargıya verecektir.”
“İlk sandıkta boykot edilmeyi göreceksiniz”
Yurttaşların yaşadığı geçim sorununa da değinen Yücel, “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve bakanlarının elinden boykot daveti yapmaktan öteki bir şey gelmiyor. Bunun ismi acizlik değildir de nedir? ‘Fiyat artışlarına karşı en büyük kozumuz satın almama özgürlüğünü kullanmaktır’ diyen Erdoğan ve AKP iktidarına sesleniyoruz. Bu ülkede gelmiş geçmiş en büyük fırsatçı sizsiniz. Birinci sandıkta boykot edilmek neymiş, göreceksiniz. Emekçiye, memura, emekliye, işçiye sefalet maaşı verenlere, çiftçiyi ve esnafı ezenlere ve ezdirenlere halkımız birinci sandıkta kırmızı kart gösterecek ve hukuksuzlukların ortadan kaldırıldığı, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin ve ekonomik refahın hakim olduğu Türkiye iktidarını kuracaktır” tabirlerini kullandı.
