Gökhan Günaydın, Noterlik Kanunu ve Dahiliye Memurları Kanunu İçin Anayasa Mahkemesine Başvurdu
(ANKARA) – CHP Küme Başkanvekili Gökhan Günaydın, bugün “Noterlik Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve “Dahiliye Memurları Kanunu ve Kimi Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Kararında Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” hakkında yürürlüğü durdurma ve iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) müracaat yaptı. Günaydın, müracaatın akabinde yaptığı açıklamada, “CHP neredeyse haftada ya da 10 günde bir, TBMM’den Anayasa’ya muhalif kanunlar geçirildikçe mahkemenin önüne geliyor ve Türkiye’nin anayasal tertibini, hukuk sistemini vatandaşın da hukuksal güvenliğini korumak için gerekli hukuksal çalışmaları yerine getiriyor” dedi.
CHP Küme Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın, “7532 sayılı Noterlik Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve “7533 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu ve Kimi Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Kararında Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” hakkında yürürlüğü durdurma ve iptal istemiyle AYM’ye müracaat yaptı. Müracaatın akabinde AYM önünde açıklama yapan Günaydın, şunları söyledi:
“Beşiktaş Belediyesi ile ilgili yapılan operasyonlar şimdi tazeliğini korurken dün gece prestijiyle Ankara’ya geldik ve bugün AYM’ye iki yasa, üç Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için müracaatımızı yapmış bulunuyoruz. Bu vesileyle kamuoyuna hangi başvuruyu, hangi emelle yaptığımızı kısaca açıklamak isteriz. Noterlik Kanunu gelmişti. Noterlik Kanunu’nda tesir ajanlığına ait düzenleme TBMM’nin komitelerinde ve Genel Kurul’unda hem CHP’nin hem de bizlere eşlik eden başka muhalefet partilerinin çalışmasıyla Cumhur İttifakı kümesine geri çektirilmişti. Hasebiyle artık eski ajanlığı umuyorum ve diliyorum ki memleketin gündeminden düşmüştür. Neden ‘umuyorum ve diliyorum’ diyorum. Zira TMSF’nin şirketlere kayyum atama yetkisini de yine anlaşmayla iktidar partisi kümesine çektirmiştik. Ancak bir torba kanunla bu hafta o düzenlemeyi Meclis’e geri getirdiler. Bu Meclis’in teamüllerine, centilmenliğe terstir. Bu nedenle kümemiz, tüm muhalefet partileriyle birlikte faal bir direnme gösterdi. Bu haftayı, o düzenlemenin yarısını bile Meclis’ten geçiremeden Meclis’i tatil etmek zorunda kaldılar.
“Umuyorum ki tesir ajanlığı üzere düzenlemelerin geri çektirilmesi süreksiz bir işgüzarlık olmaz”
Dolayısıyla umuyor ve diliyorum ki buralarda yapılan muahedeler, tesir ajanlığı üzere düzenlemelerin geri çektirilmesi süreksiz bir işgüzarlık olmaz ve Türkiye artık bunları unutur. Tekrar bunları önümüzde görmek istemiyoruz. Noterlik Kanunu’nun tesir ajanlığı düzenlemesinin çekilmesinden sonra kimi kararları kaldı. Örneğin, noterlerin tatil gün ve saatlerinin çalışmalarının rastgele bir yasal ölçüt öngörülmeksizin Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenmesi. ya da Araç Sicil ve Tescil Sistemi data tabanında yapılan sorgulamalara karşılık, Türkiye Noterler Birliğince alınan iştirak hissesinden muaf olan kişi ve kurumların yasal ölçüt öngörülmeksizin idarece belirlenmesi. Yargının siyasallaşmasına neden olacak formda, bölge adliye mahkemelerine birden fazla cumhuriyet başsavcı vekili atanması. Adil yargılanma hakkının bilakis, ek savunma alınan kimi hallerde sanık yerine, müdafiye yapılan bildirilerin kâfi kabul edilmesi. ve nihayet eğitim ve tahsil hakkının tersine, mahkumların ceza infaz kurumlarında eğitim almalarının zorlaştırılması. Bu düzenlemelere karşılık AYM’ye yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle başvurmuş bulunuyoruz.
“Üç değerli düzenlemenin geri çektirilmesini sağlamıştık”
Bir öteki kanun Dahiliye Memurları Kanunu. Burada da komitelerde ve Genel Kurul’da yaptığımız görüşmelerle üç kıymetli düzenlemelerin geri çektirilmesini sağlamıştık. Evvel bunları arz edeyim: Mülkiye müfettişlerine başta belediyeler olmak üzere, lokal idareler üzerinde sınırsız kontrol yapma yetkisi. Adeta mülkiye müfettişlerini Cumhuriyet Başsavcısı pozisyonuna çıkartan düzenleme. Bu geri çektirildi. Yurt dışındaki birtakım derneklere idari, teknik ve mali yardım yapılması. Bu derneklerin kimler olduğunu bilmiyoruz ve AKP’nin bu alandaki sicilini biliyoruz. Bu da geri çektirildi. Bunun yanında, kaymakamlık adaylarının rastgele bir meslek kümesi tanımlanmaksızın çok geniş bir halde, siyasal ve hukuk mezunlarının dışına da taşırılması. Polis Bakım ve Yardım Sandığı üyelik aidatı ve üyelik şartlarının yasal ölçüt öngörülmeksizin Cumhurbaşkanınca belirlenmesi. Bunun dışında Kıyı Güvenlik Komutanlığı’na ait, Jandarma Genel Komutanlığı’na ait, onların işçilerine ait yasal ölçüte dayanmayan, keyfiyete varan uygulamaların önüne geçilme gayreti. Dernek kurma hürriyetinin bilakis; lokallerin açılmasına, işletilmesine, kontrolüne ve kapatılmasına ait yordamların İçişleri Bakanlığınca belirlenmesi. Liyakat temelinin bilakis, çarşı ve mahalle bekçilerine önlem alma vazifesi verilmesi. Bunların üst arama yetkisini, mutabakatla geri çektirmiştik. ve nihayet dinlenme hakkının tersine, çarşı ve mahalle bekçilerinin çalışma saatlerinin İçişleri Bakanlığınca belirlenmesi.
“CHP, Türkiye’nin anayasal tertibini korumak için gerekli hukuksal çalışmaları yerine getiriyor”
Bunları toplumsal medyadan birazdan duyuracağız, ilgili bilgi notumuzu paylaşacağız. Şu anda demek ki saydığım kararların iptali için AYM’ye başvurduk. Birebir vakitte da bu yasalar görüşülürken hangi düzenlemelerin kapsamından çıkartıldığını da kamuoyunun bilgisine sunmuş olduk. Burada gördüğünüz üzere CHP neredeyse haftada ya da 10 günde bir TBMM’den Anayasa’ya karşıt kanunlar geçirildikçe mahkemenin önüne geliyor ve Türkiye’nin anayasal tertibini, hukuk sistemini vatandaşın da hukuksal güvenliğini korumak için gerekli hukuksal çalışmaları yerine getiriyor.”
