İstanbul Barosu’nda Olağanüstü Kurultay

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, 23 Şubat 2025’te harika kurultay gerçekleştireceklerini açıkladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Barosu hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, Baro Lideri İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyelerinin misyonlarına son verilmesi ve yeni idare seçilmesi talebiyle dava açılmasının akabinde İstanbul Barosu’na bağlı avukatlar baro binasında bir ortaya geldi.

Kaboğlu, burada yaptığı açıklamada, 19-20 Ekim 2024’teki kurultayda İstanbul Barosuna üye avukatların iradelerini ortaya koyarak bir idare belirlediğini kaydederek, son 2,5 ayda gerçekleştirilen 47 ruhsat merasimi dahil 50 defa hukuka, ahlaka, Anayasa’ya, Türkiye’nin taraf olduğu memleketler arası kontratlara ve meslek etik unsurlarına bağlı avukatlık andı içtiğini söz etti.

Yaptıkları süreç, telaffuz ve aksiyonların terslik teşkil etmediğini savunan Kaboğlu, 22 Aralık’ta baroya yönelik “savcılık soruşturması yapılacağı” açıklamasıyla karşılaştıklarını anlattı.

7 Ocak 2025’te adliyeye davet edildiklerini aktaran Kaboğlu, “Biz söz vermedik, savunma yapmadık, sadece beyanda bulunduk. Savcılığın kamuoyuna yaptığı açıklama ve yürüttüğünü beyan ettiği soruşturma tümüyle avukatlık maddesine ve Anayasa’ya karşıttı, bunu beyan ettik. Hatta Adalet Bakanlığının sonradan verdiği onayın iptali gayesiyle Ankara Yönetim Mahkemesine de başvurduk. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa’ya ve yasaya ters bir soruşturma yürütmekle yetinmeksizin dün prestijiyle hakkımızda İstanbul Barosu’nun 20 Ekim günü belirlediği idarenin sona erdirilmesi maksadıyla dava açmış bulunuyor. O da tekrar anayasaya, avukatlık kanununa ve hukuka muhalif biçimde ortaya konulmuş bulunuyor.” dedi.

Bu durumun baroya ve üye binlerce avukatın demokratik iradesine müdahale olduğunu savunan Kaboğlu, “Hiçbir biçimde hiçbir organın Anayasa dışında süreç yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değil. Zira Anayasa’mıza yasama, yürütme ve yargı bağladır, bağlı olmalıdır. Bu açıdan sav, savunma, karar üçlüsünde savunmanın haklarını savunmak için İstanbul Barosu başka barolar üzere gayret gösteriyor.” diye konuştu.

İstanbul Barosu’nun şubatta fevkalâde kurultaya gideceğini duyuran Kaboğlu, “23 Şubat günü yapacağımız harika kurultay kararımızı burada açıklıyorum. Bu kurultay, demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin lakin hukuk yoluyla işlediğini ve inşa edilebileceğini, İstanbul Barosu’nun 67 bin avukatı, Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere bütün Türkiye barolarının dayanağıyla Türkiye’ye, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, yasama, yürütme ve yargıya, anayasal organlara duyuracak. Hepiniz şimdiden 23 Şubat demokrasi kurultayına davetlisiniz.” sözlerini kullandı.

“TBB, İstanbul Baromuzun yanında omuz omuza bu süreci yürütmeye kararlıdır”

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Lideri Erinç Sağkan da 23 Şubat’taki harikulâde kurultaya takviye vereceklerini söyledi.

12 Eylül 1980’de İstanbul Barosu’nun kapısına mühür vurulmaya çalışıldığını kaydeden Sağkan, şöyle konuştu:

“O mühür bugün baromuzun onur nişanelerinden biridir. Zira tarih kimin haklı, kimin haksız olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Ortadan 45 yıl geçtikten sonra usulün değişmediğini görüyoruz. Fakat bir asırdır olduğu üzere İstanbul Barosu, bu baskılar karşısında susmaz, korkmaz ve sinmez. 23 Şubat’ta İstanbul Barosu’nu sindirmek için harekete geçenlere karşı baromuzun genel kurulu, tüm Türkiye’den avukatların, baro liderlerinin iştirakiyle en hoş yanıtı verecektir. Barolar bu çeşit yargısal araçlar kullanılarak susturulmaya, sindirilmeye karşı tüm bileşenleriyle gayrete hazırdırlar. TBB de İstanbul Baromuzun yanında bu uğraşta omuz omuza bu süreci yürütmeye kararlıdır.”

İstanbul Barosu eski liderleri Filiz Saraç ve Mehmet Durakoğlu ile avukat gruplarının temsilcileri Hasan Kılıç, Mehmet Turgay Bilge, Ali Gürbüz, Abdulhalim Yılmaz ve Mert Er Karagülle’nin de konuşma yaptığı toplantıda, 23 Şubat’taki genel konseyin Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirileceği açıklandı.

İstanbul Barosu Lideri Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında, toplumsal medyadan yayınlanan bir açıklamada “terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar övüldüğü” teziyle soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma kapsamında, Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ile Bengisu Kadı Çavdar’ın misyonlarına son verilmesi, yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talep edilmişti.