Özgür Özel, Beşiktaş’ta… “İrademize Sahip Çıkmaya, Demokrasiyi Korumaya Devam Edeceğiz. Rıza Akpolat’ın Beşiktaş ile Kucaklaşmasını Bekliyoruz”
(İSTANBUL) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Belediyesi önünde, “Her sabah kalkıp koşa koşa geldiği belediyesinde büyük bir hevesle hizmet için koşturan gencecik birisini, yalnızca CHP belediyeciliğini yıpratmak için, CHP’ye uzanmak için kimse maksadına almasın. Burada olacağız. Burada olmaya, irademize sahip çıkmaya, demokrasiyi muhafazaya, berbatlığın karşısında durmaya devam edeceğiz. Liderimizi bekliyoruz, İstek Akpolat’ın Beşiktaş ile tekrar kucaklaşmasını bekliyoruz. Eninde sonunda, siz kazanacaksınız, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Belediyesi’ne düzenlenen operasyon sonrasında çok sayıda CHP’li büyükşehir, vilayet ve ilçe belediye liderinin yanı sıra, MYK üyeleri, PM üyeleri ve milletvekilleriyle birlikte Beşiktaş Belediyesi önünde toplanan vatandaşlara hitap etti. Özel, şunları kaydetti:
“Bugün hepimiz işimizi, gücümüzü bırakıp buraya geldik. Beşiktaş Belediyesi’nin önünde adım atacak yer yok. Zira burada Beşiktaş’ın, milletin iradesine sahip çıkmanın; bu ülkenin tertemiz, âlâ yetişmiş, yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan pırıl pırıl bir belediye liderimizi, Beşiktaşlıların komşusu, kardeşi İstek Akpolat’ın şahsında Beşiktaş’ın iradesine sahip çıkmaya geldik. 31 Mart tarihinde Beşiktaş, İstanbul, Türkiye bir karar verdi. ’22 yıldır yenilmedim, yenilmiyorum, yenilmeyeceğim’ diyen birisi, kibrin esiri olmuş, gücünün esiri olmuş ve geldiği sokaklarda artık dolaşmayan, millete doruktan bakan birisi ele geçirdiği güçle geçmişte kendi yaşadığı yargı mağduriyetlerini lisana getire getire bir yerlere gelmiş olan birisi, artık gücü ele geçirince kendisine yapılan ve yapılmayan bütün kötülükleri rakiplerine yapmaya, siyaseten yarışıp da yenemediklerini elindeki kamu gücüyle sindirmeye ve karşısında neyi pürüz görüyorsa onunla haksız uğraşa girişmeye başladı. İşte bizi buraya toplayan süreç tam bu türlü bir acziyetin, hazımsızlığın, milleti tanımamanın, milletten güç alıp aşikâr bir yere gelince millete sırtını dönmenin sonucudur.
“Milletten aldığı gücü kendinin sananlar yanlış yaparlar”
Oysa egemenlik milletindir. Ondan aldığı gücü kendinin sananlar yanlış yaparlar, yanlış yaptırırlar, bu ülkeye yazık ederler. İstek Akpolat, sizlerin oylarıyla rekora imza attı. Beş yıl boyunca bu ilçeye hizmet etti. Partisi tarafından yapılan anketlerde açık orta büyük memnuniyetin sonucu olarak yine aday gösterildi. Çıktı Beşiktaş sokaklarına, alnı açık, başı dik gezdi. Zira kimsenin gözünün içine bakamayacağı bir şey yapmamıştı. Ahali ondan, o Beşiktaş’tan razıydı. Bu razılık, İstek Başkan’a Türkiye rekorunu getirdi. Artık bu kapıdan milletin helal oylarıyla giremeyenler, yargı oyunlarıyla girmeye çalışıyorlar. Hal böyleyken yargı oyunlarıyla CHP’li belediyelere el atmak ve prestij suikastı yapmak demokrasinin işi değildir, haddizatında güçlülük de göstermez. Bu aslında bir tükenmişliğin yapıtıdır.
“CHP’li belediyelere teker teker itibarsızlaştırma operasyonları yapmak, Erdoğan’a yarar getirmeyecektir”
Bugün İstek Akpolat’a verilen görevin, gücün merkezini inkar edersek yarın 600 milletvekiline, bakanlara, bu Cumhurbaşkanına, ‘Sana verilen dayanağı de yok sayıyoruz’ derlerse bu ülkenin sonu ne olur? Sayın Erdoğan şunu hatırla: Senin ne istediyse verdiklerin, sırtını sıvazladıkların, devletin zirvesindeki menzile farklı yollardan yürüdüklerin; bir gün altlarına çektiğin tankla karşına çıktılar. O gün muhalefet partisi olarak biz kapalı Meclis’i açtırdık, ‘Darbecilerin karşısındayız’ dedik. Millete güvenmek, millete inanmak, milletin kararına saygılı olmak; darbe günü bile muhalefet de olsanız seçilmişlerin yanında yer almak demektir. Biz bu türlü bir partiyiz. 15 Temmuz akşamı bütün millet şahittir ki Erdoğan da şahitlerin en başındadır ki biz milletin seçtiğine elindeki güçle karşı duranın tam karşısında durduk. Artık ele geçirilen yargı gücüyle altına tank değil, bir araç verilmiş Başsavcının talimatlandırılmasıyla İstanbul’u karıştırmak, CHP’li belediyelere teker teker itibarsızlaştırma operasyonları yapmak ve CHP belediyeciliğini alanda yenemeyip, milletin gönlüne giren bu anlayışı yarışarak geçemeyip buna karşı güç kullanmak bu ülkede hiçbir kimseye yararı olmadığı üzere, Recep Tayyip Erdoğan’a da yarar getirmeyecektir, huzur getirmeyecektir.”
“Hizmetleri kesmek için her yola başvuruyor”
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasını hatırlatan Özel, “O haksızlık da hepimizin vicdanında bir yara olarak duruyor. Öteki yandan belediyelerimizin hizmetlerini kesmek için, aslında kaygısı kreşteki çocuk olan ve onu cezalandıran; aslında kederi toplumsal yardım olan, fakir olan ve onu cezalandıran; Ekrem Başkan’ın Annekart dağıttığı fakir annelere ceza veren, Ekrem Başkan’a İstanbul’u üçüncü defa, üst üste her seferinde artan oylarla, 1 milyon farkla emanet eden İstanbullulara baş tutan bir anlayış bu hizmetleri kesmek için her yola başvuruyor” diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:
“Bu liderler yandaşlarını güçlü etmenin değil, iktidarın yalnız bıraktıklarına yoldaşlık etmenin peşindeler”
“Bu otobüsün üzerinde sizleri selamlayan büyükşehir belediye liderlerimizin her biri tarih yazdılar, tarih yazmaya devam ediyorlar. Onlar fakirin dostu, onlar soğuk havada yanmayan kaloriferi yandıran, tütmeyen bacayı tüttüren, kaynamayan tencereyi kaynatan, fakire, öğrenciye sahip çıkan, kreşler yapan, yurtlar yapan ve bu iktidarın sırtını döndüğü kim varsa onların elini tutan, sırtını sıvazlayan, yüzünü güldüren kahramanlardır. Zira bu liderler yandaşlarını güçlü etmenin peşinde değil, vatandaşlarını mutlu etmenin, bu iktidarın yalnız bıraktıklarına yoldaşlık etmenin peşindeler.
“Partimizdeki rastgele bir genel liderin atadığı hiç kimse, hiçbir vakit, hiçbir yere kaçmadı”
Biz birbirimizi biliyoruz, bizim kimseden kaçmamızı gerektirecek hiçbir işimiz olmaz. Buradan Sayın Erdoğan’a hatırlatayım: Ne benim ne Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne partimizdeki rastgele bir genel liderin atadığı hiç kimse, hiçbir vakit, hiçbir yere kaçmadı. Fakat Erdoğan’ın atadıklarından Almanya’ya kaçanlar, Yunanistan’a kaçanlar, Pensilvanya’ya sığınanlar, kaçamayıp da Silivri’de olanlar var. Hepsini sen atadın. Bizim içimizde savcı çağırınca gitmeyen hiç olmadı, olmaz, olmayacak. Biz bu türlü yanlışlar yapmadık, yapmayız. Zira Atatürk’ün partisinde yanlış olmaz, yanlış insan olmaz, vatanının, milletini sevmeyen olmaz.
“Eminim ki İstek Akpolat birkaç saat sonra burada olacak”
İhsan Aktaş sorunu üzerinden hem Esenyurt’u hem Beşiktaş’ı işe dahil edip güya Esenyurt’la Beşiktaş’ı ilişkilendirmeye kalktılar. Bu müteahhide bir bina satılmış, müteahhide olan borçlar düşülmüş, ortadaki fark alınıp bu binadaki işçilerin ödenemeyen maaşları ödenmiş. Artık dört gündür onu eksi üçüncü katta tutanlar, ‘İfadesini alacağız’ diyenler, dört gün üç kat yerin tabanında tuttular, sandalye üstünde oturttular, perişan ettiler. Nihayet bugün sözünü dahi almadan ‘Ben kendim alacağım’ deyip adliyeye çağırdılar. Madem bugün alacaksın, dört gündür ne bekletiyorsun? Madem sen alacaksın, dört gündür orada niçin bekletiyorsun? Eminim ki duyacak, eminim ki birkaç saat sonra da burada olacak. İstek Akpolat kardeşime dayanışma alkışlarınızı, sevginizi ve kötülük yapanlara gücünüzü gösterin. Biz yalnızca size güveniyoruz.
“Ey Erdoğan, ‘İhsan Aktaş kiminle temas etti’ diye arıyorsan uzaklara bakma, yanı başında”
Buradan sesleniyorum kendine ‘milliyetçi’ diyenlere, milliyetçi hassasiyeti olanlara, ‘devletim de devletim’ diyenlere: Devleti bu hale düşürenlere yazıklar olsun. Ey Tayyip Erdoğan, aday olarak atadığımız, Beşiktaş’ın teveccüh gösterip rekor oyla seçtiği İstek Başkan’ın İhsan Aktaş ile özel bir irtibatı yok. Lakin İhsan Aktaş’ın Ankara’da çalışan Meclis’e bir gece yarısı kendine özel bir husus ekletebilecek gücü var. Sen, ‘İhsan Aktaş kiminle temas etti’ diye arıyorsan uzaklara bakma, yanı başında. Oraya bak. Bir kişi üzerinden bizi karalayalım derken Allah şaşırttı sizi. Artık hepimiz İhsan Aktaş’ın AK Partili belediyelerde yaptığı işleri, kamu kurumlarında yaptığı işleri ve ona özel hazırlanan yasal değişiklikleri görüyoruz, biliyoruz. Kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Artık göreceğiz, birazdan veremeyeceği hiçbir hesap olmayan İstek Akpolat tabirini verecek ve ümit ediyorum ki vazifesinin başına dönecek. Pekala siz, İhsan Aktaş’ın ihalesine girdiği kendi belediyelerinizi ya da kamu kurumlarını tıpkı muameleye alışılmış tutacak mısınız?
“Türk yargısının namuslu, onurlu, vicdanına ve kanuna bağlı savcılarının, yargıçlarının olduğunu biliyoruz”
Rıza Akpolat’ı bu işe buradan dahil etmenin bir prestij suikastı olduğunu hepimiz biliyoruz, hepimiz farkındayız. İstanbul’a bir kişiyi, Ankara’dan bir kişinin özel vazifeyle belediyelerimizi itibarsızlaştırmak, liderlerimizi yormak, üzmek, kelamda korkutmak, sindirmek umuduyla görevlendirildi. O kişi İstanbul’da yargı üzerinde kanuna nizama uygun olmayan talimatlar ve beklentilerle hareket ediyor olabilir. Biz Türk yargısının namuslu, gururlu, vicdanına ve kanuna bağlı savcılarının, yargıçlarının olduğunu biliyoruz. Kanunsuz buyruklara, yöntemsiz taleplere siyasete alet edilmek üzere size iletilen talimatlara teslim olmayın.
“Bugün yapılacak doğruyu da yapılacak yanlışı da unutmayacağız”
Buradan yollayana ve koşa koşa buraya gelene değil fakat bugün verecekleri kararlarla mesleksel hayatları boyunca bugünkü kararı sırtına yük etmek istemeyen yargı mensuplarına, bugün verecekleri kararla akşam yatağa başlarını koyduklarında vicdan azabı çekmemesi gereken yargı mensuplarına, onların da birer anne, baba, evlat, eş olduklarını hatırlatarak ortada bir kabahat varsa kimseye acımayın. Ancak olmayan bir kabahati üretiyorlarsa, size ürettirmeye çalışıyorlarsa, suçsuz insanları siyaseten itibarsızlaştırmak için okuduğunuz hoş mesleğinize, içtiğiniz anda, vicdanınıza karşı diğer bir şey yapmak isteniyorsa sakın ha sakın bu milletin gözü, kulağı sizdedir, gönlü büyüktür. Bugün yapılacak doğruyu da yapılacak yanlışı da unutmayacağız. Sizden adalet bekliyoruz, hukuk bekliyoruz ve buradan adliyedeki pırıl pırıl savcılara sesleniyorum: Hak, hukuk, adalet diyorum. İstek için adalet, Beşiktaş, İstanbul için adalet istiyoruz.
“Bugün o kapanacak o belgede, bir haksızlık varsa yapanlardan eninde sonunda hesap sorulur”
Bugün alınacak karardan sonra bu kararın hangi belgede, hangi kanıtla, ne formda alındığı ta yıllar sonra, eninde sonunda ortaya çıkacak. Bugün kararı verecek, o belgeyi kapatacak bireye soruyorum: Şayet o belgede vicdanına nazaran kusur, eksik varsa bunun hesabını elbette verirsin. Lakin o belge siyasi bir belgeyse, o belge hatasız insanlara kara çalmak için verilmiş bir talimat belgesiyse sakın ha sakın buna karışmayın. Yoksa o evrak bugün kapanır lakin günü gelince açılır. ve o evrakta bir haksızlık varsa yapanlardan eninde sonunda hesap sorulur. Bunu kimse unutmasın.
“İrademize sahip çıkmaya, demokrasiyi muhafazaya devam edeceğiz. İstek Akpolat’ın Beşiktaş ile kucaklaşmasını bekliyoruz”
Tanıyan herkes bilir. İstek Akpolat devletçidir, milliyetçidir, vatanına milletine bağlı, namuslu, çalışkan bir geçtir. Bu türlü birisinin ve onun şahsında bütün gençlerin devlete ve adalete olan inancının sarsılmaması elzemdir. Bu türlü birisinin ve onun şahsında bütün gençlerin devlete ve adalete olan inancının sarsılmaması elzemdir. Her sabah kalkıp koşa koşa geldiği belediyesinde büyük bir hevesle hizmet için koşturan gencecik birisini, yalnızca ve yalnızca CHP belediyeciliğini yıpratmak için, CHP’ye uzanmak için, kimse maksadına almasın. İstek Akpolat CHP’nin, hepimizin evladıdır, kardeşidir, onurumuzdur. Hepimiz sonuna kadar onun ardındayız. Burada olacağız. Burada olmaya, irademize sahip çıkmaya, demokrasiyi müdafaaya, berbatlığın karşısında durmaya devam edeceğiz. Bekliyoruz, Liderimizi bekliyoruz, İstek Akpolat’ın Beşiktaş ile tekrar kucaklaşmasını bekliyoruz. Eninde sonunda, siz kazanacaksınız, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak. Güzellik kazanacak. Uygunlar kazanacak. Cesurlar kazanacak. Korkakça saldıranlar kaybedecekler.”
