Rojin Kabaiş’in Ölümü Üzerine Barolardan Ortak Açıklama
VAN’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız vücudu bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için, 10 baro tarafından ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, evraktaki kısıtlılık kararının kaldırılmasının, evraktaki eksikliklerin tespit edilmesini ve tahlile ulaşılmasını kolaylaştıracağı belirtildi.
Van’da kaldığı yurttan 27 Eylül’de çıkan ve bir daha haber alınamayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Kısmı 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş’in cansız vücudu, 15 Ekim’de Mehmet Emin Ankay (60) tarafından kırsal Mollakasım Mahallesi’nde bulundu. Otopsi sonucuna nazaran Rojin’in vefat nedeninin suda boğulma olduğu belirtildi. Rojin’in vefatıyla ilgili soruşturma sürerken, Van, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Şırnak, Iğdır, Muş ve Bitlis Barosu Bayan Hakları Merkezi tarafından Van Barosu Tahir Elçi Toplantı ve Konferans Salonu’nda basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Neslihan Şedal, bazı sivil toplum örgütü temsilcileri ile avukatlar katıldı.
Basın açıklamasını Van Barosu avukatlarından Mariye Bildirici Borazan okudu. Borazan, Van Barosu Bayan Hakları Merkezi’nin birinci günden itibaren belgeye dahil olduğunu söyleyerek, belgede bulunan kısıtlılık kararının kaldırılması gerektiğini tabir etti. Bu kararın kaldırılmasının, belgedeki eksikliklerin tespit edilmesini ve tahlile ulaşılmasını kolaylaştıracağını belirten Borazan, “Rojin Kabaiş belgesinde alınan birinci ATK raporu birçok eksiklik barındırmaktadır. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için yapılan talep ve itirazlar belgede mevcuttur. İtirazlar ve talepler üzerine alınan ek rapor ise soruların neredeyse hiçbirini yanıtlamayacak formda, sadece sonuç kısmı değiştirilerek, adeta belgede öbür bir bilgi yer almasının ve soruşturmaya devam edilmesinin gereksiz olduğu intibası uyandıracak biçimde hazırlanmıştır. Rapordaki tek değişiklik suda kalma müddetinin Rojin’in kaybolduğu gün ile uyumlu olduğu bilgisi olmuştur. Raporun bu haliyle kabul edilmesi mümkün değildir. Ek rapora ait talep ve itirazlar belgeye sunulmuştur” dedi.
İlk günden itibaren olayın intihar olduğu algısı yaratılmaya çalışıldığını belirten Avukat Borazan, “Öncelikle, dosyadaki kısıtlılık kararına karşın Rojin’in telefonunda intihar ettiği algısını güçlendirecek aramalar yapıldığı ile ilgili haber paylaşan haber kanalları hakkında Van Barosu Bayan Hakları Merkezi tarafından kabahat duyurusunda bulunulduğunu belirtmek isteriz. ATK raporlarında Rojin’in vefatının intihar mı, kaza mı, cinayet mi olduğu konusunda net bir açıklama yapılmamıştır. Suda boğulmanın hangi yolla ve ne çeşit bir suda olduğu ile ilgili de bir netlik bulunmamaktadır. Hal böyleyken bu kuşkulu bayan vefatının üstü kapatılması gereken bir intihar olduğunu kabul etmek bizler için mümkün değildir. Her bir kuşkulu bayan vefatını maddi gerçeklik akıllarda soru işareti bırakmayacak formda ortaya çıkana kadar soruşturmak yargı makamlarının görevidir” diye konuştu.
Dosyada şimdi bir şüphelinin belirlenmediğini, uzman raporunun alınmadığını da belirten Avukat Borazan, “Rojin’in telefonundaki datalar açılmamış ve cansız vücudu üzerindeki DNA örneklerinin sahipleri tespit edilememiştir. Bu eksiklikler, soruşturmanın ciddiyeti konusunda önemli kuşkular yaratmaktadır. Evrakta Van Barosu olarak yapılan süreçler ve erişilebilen evrak içeriği ile ilgili detaylı rapor yakın vakitte kamuoyu ile paylaşılacaktır” dedi.
