Sivas’ta Jeotermal Enerji ile Çalışan En Büyük Cam Serası Kuruldu
SİVAS’ta, 41 bin metrekarelik alanda jeotermal güç ile üretim yapacak kentin en büyük cam serası kuruldu. 50 kişinin istihdam edileceği cam seradan elde edilecek domateslerin tamamı Avrupa’ya ihraç edilecek. Tesis, düşük güçle çalışma özelliği ile de örnek teşkil ediyor.
Merkeze bağlı Yukarıyıldızlı köyü yakınlarında kentin en büyük cam serası kuruldu. 41 bin metrekare alana sahip olan ve jeotermal güç ile ısıtması sağlanan tesiste domates üretimi yapılacak. Ekimi yapılan domates fidelerinin 2 ay içerisinde eser vermesi planlanıyor. Tesiste bir kısmı üniversite öğrencisi ve kimileri da yöre sakinleri olmak üzere 50 şahsa istihdam imkanı sağlandı.
‘SİVAS’TA 5 BİN TON CİVARINDA BİR DOMATES ÜRETİMİ YAPILACAK’
Seranın proje koordinatörlüğünü yapan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ), Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal Üretim, Organik Tarım Kısmı Öğretim Vazifelisi Volkan Yörük, Sivas’ın şu ana kadarki en büyük cam serasının kurulduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Şu an içinde bulunduğumuz sera, Sivas’ın üçüncü ve en büyük cam serası özelliğini taşıyor. Burası yaklaşık 41 bin metrekare ve iki hafta evvel fide dikimleri yapıldı. Şayet her şey yolunda giderse de yaklaşık 70 gün sonra birinci mahsullerini verecek. Bu seranın da tüm mahsullerini tekrar Avrupa’ya ihraç edeceğiz. Bu bizim Sivas’ta bitirmiş olduğumuz üçüncü proje. Münasebetiyle da şu anda Sivas’ta toplam 120 dönüm cam seramız oldu. Bu da şu demek; Sivas’ta 5 bin ton civarında bir domates üretimi yapılacak demektir. Bunun da tamamlı ihraç olduğunu düşünürsek yaklaşık 6 milyon dolarlık bir paranın Sivas vilayetimize girmesi demektir. Tekrar bu seramızda da bizim üniversitemizden mezun öğrencilerimiz çalışmaktadır. Onlara iş imkanı sağlanmaktadır. Onlar için de yararlı bir proje oldu” dedi.
’36 DERECELİK JEOTERMAL SUYLA ÇALIŞIYOR’
Seranın güç özelliğiyle de başkalarından ayrıldığını belirten Yörük, “Bu seranın daha hoş bir özelliği de şu anda Türkiye’nin en düşük gücüyle çalışan bir sera olması. Yaklaşık 36 derecelik jeotermal bir suyla çalışan bir seramız var. Bu düşük güçle yapılan sera Türkiye’deki öbür jeotermal kaynaklara da örnek oldu. Onların da şu anda bu türlü düşük güçlerle çalıştırabileceği bir sera modeli olduğunu görmüş olduk. Bu seraların birinci yatırım maliyetleri yüksek fakat geri dönüşleri çok süratli bir formda olmaktadır. Yeniden bu seralarımızdan sonra da yeniden projelerimiz devam ediyor. Evvelce bu jeotermal seralarda 70-80 derecelik sular istenirdi. Şu anda bu 36 dereceyle çalışan bir sera olduğu için birinci yatırım maliyeti biraz yüksek. Ancak sonuçta tekrar geri kazanımı da en kısa müddette gerçekleşmektedir” dedi.
