Vatandaşın Pazar Öfkesi Dinmiyor: “Hakkımı Helal Etmiyorum.

Haber: Edda SÖNMEZ/ Kamera: Umut Emre GÖKBULUT

(İSTANBUL) İktidar sözcüleri enflasyonla uğraşta başarılardan kelam etmeye, emekliye, çalışanlara tarihin en büyük artışlarını yaptıklarını söylemeye devam ederken, görüşlerine başvurduğumuz vatandaşlar yansılarını, karşı görüşlerini lisana getirdi. Çağlayan’da bir semt pazarında ANKA’ya konuşan vatandaşlar iktidardan, pahalılıktan, adaletsizlikten yakındı. Bir vatandaş, “Ben seçimde onu tuttum. Niçin? Beni savunacak diye. Bu türlü mi savunacaksın? Beğenmediğin CHP emekli maaşlarına oy verirken yükseltelim dedi. AK Partililerden bir tanesi el kaldırmadı. Benim paramla orada oturuyor para alıyorsun. Allah’tan korkun.” derken, bir oburu da “Bu ülke bizim. Biz seni yönet diye seçtik. Biz sana vermedik ülkeyi. Tapusunu da vermedik. Herkes sandık önüne geldiği vakit görüşecek. Zannetmesin ki bu halk uyuyor” tabirlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan vilayet kongrelerine devam ederken sık sık enflasyonla gayretin muvaffakiyetinden kelam ediyor vatandaşa sabır daveti yapıyor. Son olarak Konya’daki konuşmasında “Esasen personel, memur, emekli, küçük esnaf, çiftçi üzere kısımların gelirlerinde tarihin en büyük artışlarını gerçekleştirdik.” tabirlerini kullandı.

Erdoğan’ın, iktidar sözcülerinin enflasyonla gayrette başarılı olup olmadıklarını ve emekli ve çalışanları yapılan artırım oranlarını Çağlayan Pazarı’nda vatandaşlara sorduk. Bir vatandaş, “Geçinemiyoruz kâfi, 12 bin 500 lirayı kendisi yesin” derken, diğer bir vatandaş, “fakirler ölüyor açlıktan” ifadelerini kullandı. 25 yıl çalışıp emekli olduğunu belirten bir vatandaş, geçmişte AK Parti’ye oy verdiğini belirterek pahalılıktan, adaletsizlikten yakındı. O vatandaş ıstıraplarını, görüşlerini şöyle anlattı:

“450 milletvekiliyle bu millet Anavatan’ı sandığa gömdü Tayyip’i de gömecek”

-Emekliyim, aldığım 14,500 lira. Kendileri ne alıyor? Bak sor, burada esnafa. Ha ne verdi? Ondan sonra da çıkıyor ‘biz verdiğimiz sözleri tuttuk.’ Neyin kelamını tuttun sen ya? Cumhurbaşkanı neyin kelamını tuttu? Neyin kelamını tuttu? Ama bunun seçimleri de var. Bunun seçimleri de var… Ondan sonra dedi çıkıp diyor ki ‘bizi CHP’nin ardında bıraktı’, ya daha çok daha bırakır. 450 milletvekiliyle Anavatanı bu millet sandığa gömdü, Tayyip’i de gömecek. Aha bunu bu türlü bilsin, bu türlü. Bak ben gidip oy kullanmadım ona ben oya veriyordum tövbe. Günahımı verirsem namerdim. Bu milleti bu kadar bunaltmaz. Ne adalet var, ne hukuk var, ne devlet var. Ne diyorsun ya? Ön kapıdan gir art kapıdan çık. Hani konuşulacak çok sözleri var. Adamları suçluyorlar. CHP’yi suçluyorlar.

“Bu son yıllarda memleketi Tayyip Erdoğan mahvetti”

Hırsız diyorsun sen de ayakkabı kutuların da paran çıktı. Sen kimi suçluyorsun?  Lakin bu yolun bir daha seçimleri var. Lakin nasıl olsa işini geçti karşıya. Bakıyor bir daha Cumhurbaşkanlığına adaylığımı koymayacağım. Ben aldım alacağım. Ancak bunun öbür dünyası da var. Ben hakkımı helal etmiyorum ona. Tayyip’e ben hakkımı helal etmiyorum. Şayet varsa, ki var. Ben seçimde onu tuttum. Ben ona oy verdim. Gittim ona oy verdim ben. Niçin? Beni savunacak diye. Bu türlü mi savunacaksın? Bak şunları aldım ha. 216 lira. Şunları aldım 216 lira. He vallahi he bak. Bak üç kesim bak. Bak oruçluyum. 216 lira para verdim bak. Buyur. Ha alma. Alıyoruz, az alıyoruz. Fakat bu değil. Memleketi mahvetti. Ha bu son yıllarda memleketi Tayyip Erdoğan mahvetti. Bu millet ona daha oy vermez. Git bak bugün AK Parti’ye oy verenler daima geri çekildi. Bak seçimlerde emekli olanlar kimse gidip oy vermedi ona. Niçin vermedi? Onu biliyorum.

“Dünyayı yiyorlar, dünyayı”

Maliye Bakanı. Bütçeye dokunuyor. Kendilerinize sıra geldi mi bir gecede maddeyi çıkarıyorsunuz. Ha bir gecede maddeyi çıkarıp parayı alıyorsunuz. Fakat emekliye geldimi aylarca sürüyor. Ayıptır, ayıp. Allah’tan korkun Allah’tan. Allah var. Bu dünyanın öbür dünyası da var. Bu mal sizin değil. Bunlar Allah’ın. Bunu bir gün bırakıp gideceksiniz. Bunu unutmayın. Dünyayı yiyorlar dünyayı… Daireleri, emlakı, paraları çuvalla götürüyor. Fakat emekliye sıra geldi mi dört lira vereceksin onu düşürelim. Bir de biraz daha düşürelim. Yüz daha düşürelim. Ayıptır ya. İki lira, iki buçuk lira. Nedir ya? Hazreti Ömer komşu aç iken ben tok olamayız diyor. Hangisi diyor onu? Bak AK Parti. Bak bu millet AK Parti’ye oy verdi. Bak şu beni çeksin (kameramanı gösteriyor)  Bu millet AK Parti’ye oy verdi. Beğenmediğin CHP emekli maaşlarına oy verirken yükseltelim dedi. AK Partililerden bir tanesi el kaldırmadı. Benim paramla orada oturuyor para alıyorsun. Allah’tan korkun. Haramı zıkkım olsun size. Konuşulacak çok şey var ancak bakma işte biz de gariban bu türlü gidiyor.”

Diğer vatandaşlar da ANKA mikrofonuna şunları söyledi:

“10 bin lira aylığı ben onlara vereyim pazara çıksınlar. Tamam mı? Sayın Cumhurbaşkanımıza söylüyorum bunu”

-10 bin lira aylığı ben onlara vereyim pazara çıksınlar. Tamam mı? Sayın Cumhurbaşkanımıza söylüyorum bunu. 10 bin lirayı aylığı ben vereyim haydi çıktık pazara. Daha natürel canım. Onlar o denli. Ancak bakanlara aylık yetmiyor. Bakanlarımıza yetmiyor. 200 bin lira yetmiyor onlara. 10 bin lira fazla. Emekçi emeklisine 10 bin lira fazla. Bakanlara da 200 bin lira para yetmiyor. Halktan para toplayacağım bakanlarımıza yardım edeceğim. halktan toplayacağım. Bakanlara yardım edeceğiz.”

“Bu ülke bizim. Biz seni yönet diye seçtik. Biz sana vermedik ülkeyi. Tapusunu da vermedik. Ülke bizim, vatandaşın”

-55 yaşındayım, hayatımda gördüğüm gelmiş geçmiş bu ülkeyi tabana çeken en büyük hükümetten biri diyebilirim. Yani ben emekliyim. Artık şu pazara çıktığınız vakit gereksiniminizi yani, bir haftalık gereksiniminizi bin liraya dolduruyorsunuz. Bundan iki sene evvel 100 liraya konutun bütün muhtaçlıklarını alabiliyorduk. Yani bir hafta pazara çıktığımız vakit. Fakat artık bin lira. Pekala ben emekliyim. 14 bin 500 lira alıyorum. Kira vermiyorum evet. Ancak kira verdiğim düşünsenize. Benim torunum var. ve ben ona pazara çıktığımda birkaç bir şey alamıyorum. Düşünüyorum. Niçin düşünüyorum? Onlar düşünüyor mu? Onlar kimin sayesinde düşünmüyor? Ben seçtim değil mi. O, bu, seçti. Bu ülke bizim. Bu ülke bizim. Biz seni yönet diye seçtik. Biz sana vermedik ülkeyi. Tapusunu da vermedik. Ülke bizim, vatandaşın. Sen orada yani sizler orada ismini zikretmek  istemiyorum. Sizler orada ben bu durumdayken, şatafat içinde yaşıyorsan bunu sorgularım ben. Ben bir vatandaşım. Sen benim vergilerimle orada çok üst seviyede yaşıyorsan ben bunu hazmedemem. Ben, o, bu, benim çocuğumun, torunumun yani bu halkın çocuğunun torunun geleceğini orada harcıyor. Fakat benim çocuğumun geleceğini gasp ediyor. Beni  yoksul hale düşürüyor. Kendi orada hala çok hoş bir formda yaşıyor. Bu çok büyük haksızlık. Bu toplumada haksızlık, bu yaşlımıza da haksızlık.

“Herkes sandık önüne geldiği vakit görüşecek. Zannetmesin ki bu halk uyuyor, uyumuyor. Herkes her şeyin farkında”

Yeni doğan bebeğimiz inanın bakın yeni doğacak anne karnındaki bebeğimiz vergi borcuyla doğuyor. Bir paket bez dört yüz lira. Bir kutu mama bir hafta gitmiyor bir çocuğa. Beş yüz lira, altı yüz lira. Neyi sorguluyoruz ki? Halk olarak da zannetmesinler ki bu halk aptal, salak. Herkes. uyumuş bekliyor. Herkes sandık önüne geldiği vakit görüşecek. Zannetmesin ki bu halk uyuyor, uyumuyor. Herkes her şeyin farkında. İnan var ya okumayan da farkında. 10 yaşındaki çocuk da farkında. Zira her gün meskende siyaset dinliyor. Televizyonlarda öteki bir şey yok. Pazara gittiğinde siyaset, markete gittiğinde siyaset, peynir aldığında siyaset, ekmek aldığında siyaset. Her şeye yansımış durumda. Anladın mı? Her şeye”.

“Vallahi geçinemiyoruz. Kim dese ki geçiniyoruz palavra söylüyor”

-Ne artışı yapmış? ya bu ayın bile maaşını bile vermiyor, fazlasını bile vermiyor. Ki faiz yapacaklar, bankaya çek, faizlerini ceplerine sokacaklar. Abla ben fazla konuşmayayım ya. Ben makûs konuşurum ya. Vallahi geçinemiyoruz. Kim dese ki geçiniyoruz palavra söylüyor. O diyenler de hepsi yandaştırlar. Paralıdırlar, para. Para alıyorlar. Köşeden tutun beş yüz lira para koyuyor çeplerine konuşun diyor. Bunların hepsi yandaş. Onlar hepsi yandaş. O denli mi? Hepsi yandaş abi. Allah yardımcımız olsun. Ne diyelim? Hakkımız onlara haram olsun. Bizim hakkımız”.

“Adam ne yapacak 22 bin 104 lirayla elektriğini mi ödeyecek, suyunu mu ödeyecek, doğal gazını mı ödeyecek, neyini ödeyecek?”

“22 bin 104 lira ile  milletle dalga geçer üzere bir kira olmuş 20 bin lira. En makûs kira. Adam ne yapacak 22 bin 104 lirayla elektriğini mi ödeyecek, suyunu mu ödeyecek, doğal gazını mı ödeyecek, neyini ödeyecek? Çocuğuna mı bakacak? Bu verdikleri maaşı milletvekillerine versinler, beşerler susar o vakit. Az bir şey alıyorsun, şurası 500 yüz lira. Daha yarısını almadım. Nasıl olacak bu? Ben minimum fiyatla çalışıyorum. Yani bunu bir milletvekiline versin, beşerler susar. Yani bunu anlatın yani insanlara. O denli müdafaalarla, onlarla bunlarla gezmeye benzemiyor.”